ABD'de devam eden "2025 FİFA Kulüpler Dünya Kupası'' nda oynanan maçlara olan ilgisizlik eleştirilere neden oluyormuş!..

Şaşırdık mı;

Sizin adınıza yorum yapamam da benim adıma  asla!...

Amerikalı ayak topunu yani futbolu oldum olası sevememiştir.

Basketbolu ata sporu kabul ederken yanına buz hokeyini, beyzbolu, tenisi, güreşle, karakucak karışımı kendine özgü futbolunu (NFL) sığdırmaya çalışan bu ülkenin sporseverleri için  FİFA dayatması futbol 'abesle iştigal' gibidir.

Amerikalılara futbolu sevdirebilmek için benim gençlik yıllarımın idolü Brezilyalı efsane Pele'yi Santos'da jübile yapınca 'belki bizde tutar' diye fi tarihinde karaya ayak bastırsalar da yine kan uyuşmazlığının önüne geçilememişti;

Dünyayı ayağa kaldıran o Pele'nin New York Cosmos yılları hayal kırıklığıyla son bulmuş;

Kupa koleksiyoncusu fenomen topçunun ABD'de 'sinek vızıltısı kadar' hükmünün olmamasına başımda kavak yellerinin estiği o gencecik yaşımda çok şaşırarak 'Allah, Allah' çekmiştim;

ABD'lilerin spor portföylerinin bugününe bakınca; o yıllardan bu yıllara değişen fazla bir şey olmamasını 'şaşırtıcı' değil; doğanın kaçınılmaz bir kuralı gibi yorumluyorum.

( Benim yaştakiler iyi bilir. Galatasaraylı kaleci Yasin Özdenak bile şansını denemek için okyanus ötesine gitmiş, dönünce de 'abi adamlar maç oynanırken tribünden sahanın içine aval aval bakıyorlar, ne bir ruh var, ne de heyecan' şeklinde bir garip Amerikan futbol seyircisi tiplemesi çizmişti unutamadım)

Amerikalılara futbolu sevdirebilmek için para avcısı organizatörler dünyanın parasını harcayarak Major League Soccer (MLS)'i kurdurdularsa da; yine nafile.

Kurdursan ne olur ki?

Pele'nin pabucunu dama atarak 'dünyanın en iyisi kabul edilen' 'legend Lionel Messi' bile neredeyse her maç yarısı boş tribünlere kazandığı paranın yüzü suyu hürmetine tahammül etmeye çalışmakta.

Camp Nou'da full konsantre döktürürken, İnter Miami'de 'eh işte' modunda oynamaya çalışmak; futbolda kazanılacak en büyük başarıları elde etmiş bir dünya starı için tahammül edilmesi zor bir spor gerçeği olsa gerek.

Ne kadar takip ediyorsunuz bilemeyeceğim de;

ABD'de an itibariyle devam etmekte olan '2025 FİFA Kulüpler Dünya Kulüpler Kupası'na ilgisizlik; hayal kırıklığının bile ötesine geçmiş durumda.

Koca koca statları bir türlü dolduramıyor Amerikalılar.

Son olarak Atlanta'daki 71 bin seyirci kapasiteli Mercedes Benz Stadında oynanan Chelsea-Los Angeles maçındaki boş tribün görüntüleri; cafcaflı reklamlarla startı verilen turnuvada kim varsa herkesin canını fena halde sıkmış.

Görüntüler organizasyonun bundan sonrası için ilgililerinin önünde, ülke seçilirken bir kere değil, bin kere düşünülmesi gerektiğini doğrultacak kadar acı bir belge gibi durmakta.

Acı ama gerçek;

FİFA ABD'de devam eden bu büyük organizasyon yarılanmadan büyük bir maddi yara almış durumda.

Masraflarını karşılayacak olsa da; düşündükleri tatlı karların üstüne şimdiden bir büyük bardak soğuk su içmiş kadar oldular.

Tarihe not düşen o sözü bir kez daha hatırlatmak isterim;

Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkmayacaksın !.

Satmaya kalkarsan da ABD örneğinde olduğu gibi 'işin fıtratında zarar, ziyan etmekte varmış' demesini sonra acı da olsa öğretiverirler adama.

( Basketbol sever ABD'de Oklahoma ile İndiana arasında devam etmekte olan NBA final serisinin ekran başından yeterli destek bulamadığı söyleniyor.

Raytingleri yerlerde sürünüyormuş.)

Turnuva bitince neler mi olur?

FİFA bir daha ABD'nin adını ağzına almayı kendince zul addeder !.

Üstelik bu işin iki yıl sonrası da olacak.

Bu ABD, Kanada ve Meksika ile birlikte 2026 Dünya Kupasını düzenleyecek.

Yer kürenin kalburüstü en iyi kulüpleri bile izlemekten imtina edenler, acaba alışkanlıklarını iki yıl içinde değiştirirler mi?

Hiç sanmıyorum !...

Organizasyondaki maçlara düşük katılımın ardındaki faktörler arasında ülkede futbola ilginin düşük olması, yüksek bilet fiyatları, ev sahibi ülkenin turnuvaya katılan birçok takıma uzak bir lokasyonda olmasıyla. maç saatleri gösteriliyormuş.

İnanalım o zaman; yalan söyleyecek halleri yok ya!..