Küçülmek Tofaş'a yakışmadı...

2025.07.01 17:38 - Son Güncellenme: 2025.07.01 17:38
A

Tofaş'ın sezon başı sendromlarına kendimizi  bir türlü alıştıramıyoruz ne yazık ki...

Sürprizleriyle herkesi şaşırtmaya revam ediyorlar.

Kulübü kuruluşundan beri yakından takip eden bir spor adamı olarak bu yılın icraatlarına sizlerle bakmak istiyorum.

(Kulüp lafı biraz abartılı kaldı galiba. Basketbol şubesi demek en doğrusu)

Teknik kadrodaki son operasyonlar camiayı tanıyanlar için çok şaşırtıcı geldi.

2015'de ekibiyle iş başı yaptığı şubeye adeta  ikinci baharını yaşatan başarılı coach Orhun Ene yeni sezonda maalesef kadronun başında yok.

Haklı olarak yeni sezon kadrosuyla ilgili önünü görmek isteyen bir hocaya dönüş yapılmamasını çok yadırgadığımı söylemeliyim.

Dostça bir vedalaşma olmamış üzüldüm.

Bütçe olarak küçülüyorken çözümün içeride aranması beklenirken (bana göre) bir kesik de şubeye Ene'nin yanında 10 yıl hizmet etmiş  baş asistanı Yalçın Küçüközkan'ın yemesi her şeyin üstüne tuz biber ekiverdi.

Nedenini gerçekten çok merak ediyorum.

Kriteri 'başarılı olamaz de ondan' değilse ne olabilir aklım almadı;

Ene'nin atıldığı bir çok maçta; Küçüközkan onun kaldığı yerden takımı yöneterek bir çok karşılaşmayı kazandıran teknik adam olmuştu.

Hak etmişmiydi bu koltukta oturmayı.

Banan sorarsanız evet...

Bursaspor Yörsan iki sezon önce Jure Zdovk'u gönderince yerine yenisini arama yerine, risk alarak asistanı Serhan Kavut'u getirmişti.

Sonunda kim kazandı?

Serhan Kavut, Bursaspor ve Türk basketbolu.

Kavut bugün U 20 Milli Takımının baş antrenörü pozisyonunda.

Bursaspor kendisine bu şansı vermeseydi hep 'ikinci adam' olarak kalıp, kendini geliştiremeyecekti.

Lafı sağından, solundan sakız gibi daha fazla uzatarak konuyu bulandırmak istemiyorum.

Denenmek istenmeyince yerine Makedon Emil Rajkovic getirildi.

Riski mi derseniz  yanıtım 'evet' olur.

Bir çok şey an itibariyle değişmeye gebe şubede.

Kendi getirdiği asistanıyla çalışacak.

Belki Ene'den kalanları da kafasına göre dizayn ederek hizaya sokacak! 

'Olmaz, olmaz' demeyin hiç belli olmaz bu işler.

Hatırlatma yapalım üç sezon önce göreve getirilen Yunanlı  coach Dimitrios Priftis Makedon hocadan daha kariyerli birisiydi;

Topu topu 8 hafta çalışarak bırakıp gitti!

Üstelik elinde o günün koşullarında oldukça iyi sayılacak bir kadro mevcutken.

Asla ön yargılı değilim; sadece camiayı iyi tanıdığım için kuşkularım var, onları söylüyorum.

Transfer başladı ama daha bir hareket yok Tofaş cephesinde.

Balkan basketbolunu iyi bilen Makedon hocanın tercihi acaba bu ülkelerden mi olacak yoksa başka bir formülü var mı?

Bilemiyorum...

Ene ve ekibi alt yapı ile oradan çıkan oyuncularla elindeki yerli rotasyona çok önem verir; maçlarda risk alarak Özgür Cengiz başta olmak üzere hepsine hatırı sayılır dakikalarla oynatırdı.

Yeni hocamız da bu kalibrede birisimi acaba?

Alt yapıdan A kadrosuna aktarılan isimler kendilerine şans bulabilecekler mi?

Muhtemelen yaz kampına dahil edilmesi beklenen Efe Evan Postel'le, boyu kısa yetenekleri büyük point guard Yücel Çağın Başaran kendilerini kabul ettirerek hocanın gözüne girebilecekler mi?

Tofaş'ın mevcut düzeninden sonra geçtiği her yeni düzenine kuşkuyla yaklaşmış bir basketbol yazarı olarak bu sorularımın yanıtını çok merak ediyorum.

Acaba bir de;

Yiğitcan Saybir devam edecek mi?

Geride kalan sezonun iki başarılı yabancısı Alex Perez'le, Marquise Reed'in opsiyonları kullanılacak mı?

Telekom'un talip olduğu zıp zıp atlet uzun ABD'li Cristean Bankston'da son durum nedir?

Yerli rotasyonuna kimler düşünülüyor?

Orhun Ene ve Yalçın Küçüközkan devam ediyor olsalardı bir çok isim çoktan medyaya yansımış, biz de bir kısmını haber olarak buradan yazmış olacaktık.

Emil Rajkovic Türk oyunculardan hangilerini tanıyor, bu konuda bilgisi var mı?

Basketbolda başarının ilk koşullarından birisi; eldeki mevcut kadronun büyük ölçüde korunup, üzerine iki üç takviye yapılarak devam edilmesidir.

Sanırım yeni hocayla birlikte böyle bir fırsatta avucunun içinden kayıp gitmiş gibi duruyor Tofaş için.

Dilerim ben yanılırım...

Bitirirken şu detayında kalın kalın altını çizmek isterim.

Bursa basketbolunda iyi ki bir Tofaş gerçeği var,

Eski günlerindeki gibi popüler olmasa da iyi kötü yollarına devam ediyorlar...

Yoksa bu sporu başkalarına kalsa 'Bursa' olarak unutur giderdik.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları