'Efelerle Sultanlar' arasındaki fark 'gece ile gündüz' gibi

2025.06.27 17:18 - Son Güncellenme: 2025.06.27 17:18
A

'Ne varsa kadınlarımızda var' söylemi sportif platform bağlamında bir abartı sayılmamalı...

Devam eden VNL maçlarına bakılınca bu söylemin doğruluğu net bir şekilde kendisini belli ediyor.

Bir kere hep birlikte daha yürekten ve gönülden alkışlanmalıyız;

Yani Filenin Sultanlarını;

'Başımızın tacı'dır kadınlarımız;

Takım sporlarında voleybolumuzu dünyanın zirvesine taşıdılar.

VNL'de, Avrupa ve Dünya Şampiyonalarıyla olimpiyatlarda gururumuz olmaya devam ediyorlar.

Zirve yakışıyor kendilerine;

Şampiyonlukları sürekli uhdelerine alamasalar da; ilk dörtten aşağısına inmediler.

Bu yılın VNL'sine yani FİVB Milletler Ligi'ne de çok iyi başladılar.

İki etap sonunda sadece tek yenilgileri var;

Kötü bir oyunla üstelik İstanbul'da Brezilya'ya 3-1'le kaybettiler hepsi o kadar...

Telafi edeceklerdir;

Çünkü iyi takımız, iyi kadromuz var; gücümüz, potansiyelimiz de öyle;

Buraya kadar güzel güzel anlatmaya çalıştık.

Peki ya filenin öteki yüzünde; yani Efelerde 'işler nasıl gidiyor' diye sorarsanız 'felaket' derim; üstüne de başka bir şey söyleyeyem!

Tıpkı kadınlarımız gibi VNL Erkeklerde'de maçlar devam etmekte.

Efeler ikinci etabı Bulgaristan'da oynuyor.

Çin'deki ilk ayağı sadece ev sahibi Çin'i 3-0 yenerek tek galibiyetle kapatabilen Efeler; Bulgaristan'ın Burgaz kentinde devam eden turnuvayı  istediği şekilde götüremiyor.

İlk iki maçımızı Slovenya ve Ukrayna önünde 3-0 gibi net skorlarla kaybetmiştik.

Oysa yenildiğimiz Ukrayna'yı bundan önce katıldığımız 'Altın Lig'de rahatlıkla geçerek şampiyon olmuştuk.

Geçen süreçte köprünün altından çok sular akmış;

Ukrayna kendisini geliştirirken; Türkiye olarak yerimizde saymışız.

Maalesef acı da olsa gerçek böyle.

Son iki maçımızı ev sahibi Bulgaristan'la, son olimpiyat şampiyonu Fransa ile yapacağız.

Peki 'şansımız olabilir mi?

Sporda her zaman mucizelere yer olsa da; kişisel olarak hiç umutçlu değilim!.

An itibariyle genel puantajda 18 takım arasında 3 puanla Sırbistan'ın bir tık üzerinde 17. sıradayız.

Çok çalışarak 'Altın Lig'den VNL'ye katılmaya hak kazansak da diğer ülkelerle aramızda büyük farklılıklar var.

Fizik olarak yetersiziz;

Boy vasatimiz istenilen düzeyde değil;

En önemlisi oyunun akışı içinde hücumları şekillendirmede de alternatifler üretemiyoruz.

Sürekli klasik hücumlarla köşeleri kullanırken; ortadan net ataklarımız sayısı çok az.

Pasör noktasında da en zayıf ülkelerden birisiyiz.

Slovenya, Fransa, Brezilya, Polonya, İtalya, Japonya, ABD gibi elit ülkeler deyim yerindeyse çıtayı zirveye taşımışlar; kimse yanlarına bile yaklaşamıyor.

Bizim Türkiye olarak o seviyelere yetişebilmemiz için üzerine koyarak ve çok daha fazla çalışarak kendimizi geliştirmemiz gerekiyor.

Öncelikle boy vasatisi yüksek, ayni zamanda atletizmi olan uzunları voleybolumuza kazandırmak önceliğimiz olmalı.

Voleybolu pasörler oynatır.

Çok acil yeni ve yetenekli pasörlere ihtiyaçımız var.

Kadınların egemen olduğu voleybolumuzda erkeklerimizin ikinci planda kalmaya başlaması hayli düşündürücü.

TVF ile başkan Mehmet Akif Üstündağ'ın hakkını yemeleyim.

İkisini bir arada dünyanın zirvesine taşımak için çok çalışsa da; sadece kadınlar onun sözünü dinleyerek rotasını belirledi !.

Erkeklerimizin eksiği yok fazlası var.

Mevcutlarla olmuyorsa 'yeni nesil oyuncular'la ilgili her türlü formül devreye sokulmalıdır.

Kadınlarımızla gururlanırken, erkeklerle üzülmek istemiyoruz.

Çünkü aralarında 'gece ile gündüz' gibi fark var.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları