Prof. Dr. Murat Taş

Prof. Dr. Murat Taş

Biri kentsel dönüşüm mü dedi? Kentsel dönüşüm nedir, ne değildir?

2025.09.01 07:28 - Son Güncellenme: 2025.09.01 07:31
A

Bu haftaki yazımızın konusu, son zamanlarda hemen herkesin üzerinde konuştuğu bir konu olan 'kentsel dönüşüm'... Bu konuda bazı önemli gördüğüm hususlara açıklık getirmek istedim. Kentsel dönüşümün ilk ortaya çıktığı andan itibaren ne olduğunu ne olmadığını sizlere mümkün olduğunca anlaşılır bir şekilde aktarmaya çalışacağım.

Kent bilimci ve sosyal kuramcı David Harvey'e göre 'Kentsel dönüşüm soylunun/zenginin kente geri dönmesidir'. Bu tanım kentsel dönüşüm kavramının ilk ortaya çıktığı İngiltere'de sanayi devrimi sonrasında yaşanan gelişmeler nedeniyledir. Sanayi devrimi sonrasında sanayinin kent merkezlerinde kurulması nedeniyle zenginlerin/soyluların önce kent dışına taşınarak yaşamaya başlamaları sonrasında ise akılları başına gelip sanayiyi kentin dışına taşıyarak kendi yaşam alanlarını yeniden kentlere taşımalarının adıdır kentsel dönüşüm...

Kent nedir, kent'i dönüştürmek neden gereklidir? Nüfusun büyük bölümünün tarım dışı faaliyetler ile uğraştığı, barınma, çalışma, dinlenme, eğlenme gibi her türlü yaşamsal ihtiyaçların karşılandığı fiziksel bir mekan olmasının yanı sıra kültürel yaşamın şekillendiği sosyal, kültürel ve hatta ekonomik bir ortamdır. Bugün kent, ölçek olarak en büyük yerleşim birimi şeklinde de tanımlanabilir. Yerleşimin yaşanabilir olması için doğal çevrenin imar edilerek fiziksel yapılı çevreye dönüştürülmesi gerekir. Biz buna şehirciliği de kapsayan mimarlık alanına giren imar faaliyetler diyebiliriz. İnsan yaşamını kolaylaştırmak amacı ile doğal çevrenin düzenlenerek, bir anlamda doğa dönüştürülerek yapılı çevre/yapılar/yerleşimler/kentler inşa edilmektedir. İnsanlar bir yandan doğayı yaşaması için elverişli hale getirirken bir yanda da yaşaması için gerekli her türlü ihtiyaçlarını doğal kaynaklardan karşılamaktadır. Bunun bir denge içerisinde olması kaçınılmazdır. Biz bugün buna kısaca sürdürülebilir yaşam/mimari/yerleşme/kent diyoruz. Bir yandan doğaya rağmen, diğer yandan ise doğa ile birlikte şeklinde bir yaklaşım söz konusudur.

Mimarlık estetikten ötedir.

Bugün malesef çoğu kez sadece binayı 'güzelleştirmek' gibi algılanan mimarlık insanların yaşamak için ihtiyaç duyduğu yapıları, yerleşimleri bilim teknik ve sanatın gereklerini yerine getirerek amacına en uygun şekilde gerçekleştirmektir. Mimarlık bu amaçla faaliyet gösterirken yapıları, yerleşimleri, şehirleri hep ileri taşımak gibi bir misyonu kendisine görev edinir.

İnsan yaşamının ihtiyaç duyduğu yapıları ve kentleri inşa etmek özellikle sanayi devrimi sonrasında üretimin yeniden organizasyonu ile aynı zamanda ekonomik bir faaliyet alanı haline gelmiştir. Mimarlığın insan yaşamı için gerekli mekanları, şehirleri gerçekleştirme çabalarının yanı sıra diğer yandan bunların bir ekonomik faaliyet olarak gerçekleştirilmesi zaman zaman ortaya insan yaşamı için çok da uygun olmayan fiziksel yapılı çevreler yani yapılar ve kentler ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Daha açık ifade etmek gerekirse bugün 'kentsel dönüşüm' kavramının sıkça telaffuz edilmesine sebep olan deprem korkusu ile insanların yaşamaya çalıştığı sağlıksız, güvensiz, kullanışsız, mimari kaliteden yoksun, gelişigüzel yapılar ile yeterli ve uygun çözülmemiş donatılardan, ulaşımdan yoksun, çarpık kentler ortaya çıkabilmektedir. İşte en basit anlatılma 'kentsel dönüşüm'ü amacına uygun gerçekleştirilmeyen yapıların ve kentlerin amacına uygun hale getirilmesi için yeniden düzenlenmesi olarak nitelendirebiliriz. Tabi burada en önemli konu, amacına uygun olmayan tüm unsurların yeni yapılacak projede çözüme kavuşturulmasıdır ki bu olmadığı zaman malesef yapılan kentsel dönüşüm uygulamasının ileri de yapılacak yeni bir kentsel dönüşüm işine ihtiyaç duymaması gerekir. Bugün malesef birçok kentsel sorun ortada dururken çoğu kez sadece bina ve küçük yerleşim ölçeğinde kentsel sorunlar görmezden gelinip, dar kapsamlı ve çoğu kez ekonomik bir üretim olarak uygulamalar yapıldığını gözlemlemekteyiz. Bu tür uygulamalar kentsel sorunlara çözüm bulmak yerine mevcut kentsel sorunları daha da arttırmakta ve içinden çıkılamaz hale getirebilmektedir.

Bugün dünyanın birçok ülkesinde ihtiyaç duyulması halinde farklı amaçlar için farklı ölçeklerde dönüşüm uygulamaları yapılmaktadır. Bu bazen çöküntü haline gelmiş bir kentsel bölgeyi canlandırma amaçlı, bazen tarihi kent dokusunu koruma-yaşatma amaçlı, bazen yaşam kalitesi bulunmayan bir bölgeyi nitelikli ve yaşanabilir yapma amaçlı, bazen deprem vb afet riski bulunan kentsel alanları rehabilitasyon ve dirençli hale getirme amaçlı, bazen ulaşım başta olmak üzere aktif kullanılabilir açık alanların arttırılması vb kentsel donatı kalitesini arttırma amaçlı, bazen yine bir kentsel bölgeyi ekonomik ve ticari olarak canlandırma amaçlı, bazen de bu amaçların birkaçının bir arada çözüldüğünü kentsel dönüşüm uygulamaları yapılagelmektedir. Burada en önemli husus kentin dönüşüme ihtiyaç duyan ana sorunlarının ne olduğunu doğru ve eksiksiz olarak ortaya koymak ve bu sorunların çözümüne cevap verebilecek doğru projeleri hayata geçirebilmektir. Bu projeleri hayata geçirebilecek hukuki, örgütsel, yönetsel, finansal, teknik ve sosyo kültürel organizasyonu kurabilmek önemlidir.

Aksi takdirde kentsel dönüşüm uygulamalarında elbette sonuçta kent bir şekilde dönüşüyor ama sonuç ne oluyor iyi analiz etmek gerekli diye düşünüyorum. Bu nedenle kentsel dönüşüm uygulamalarında taraf olan bina kullanıcılarından/mülk sahibinden müteahhit firmaya, STK ve meslek örgütü temsilcilerinden başta yerel yönetimler olmak üzere tüm kamu görevlilerine, proje çözümleyicilerine herkesin bu konuya doğru bakış açısı ile yaklaşmasını ve amacına uygun, yaşanabilir, sağlıklı, güvenli, ekonomik, mimari kalitesi yüksek, köklü çözüm olabilecek bütüncül çalışmalar yapmalarını diliyorum.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın, güvenle kalın, Allaha emanet olun.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları