Kira krizi ve konut piyasası

2025.09.03 12:48 - Son Güncellenme: 2025.09.03 12:48
A

Türkiye'nin son yıllardaki en yakıcı gündemlerinden biri kuşkusuz konut ve kira meselesi. Büyük şehirlerde kiralık ev bulmak neredeyse imkânsız hale gelirken, mevcut kiralar da birçok ailenin bütçesini zorlayan seviyelere ulaştı. Artık öğrencilerden emeklilere, yeni evlilerden dar gelirli ailelere kadar herkes aynı soruyu soruyor. Her gün haberlerde, sosyal medyada, hatta komşu sohbetlerinde aynı konuyu duyuyoruz: "Kiralar aldı başını gidiyor."

Kira krizinin arkasında birçok sebep yatıyor. Artan enflasyon, inşaat maliyetlerindeki yükseliş, arsa üretimindeki yetersizlik ve yüksek faiz oranları, piyasayı baskılayan en önemli faktörler. Buna bir de hızlı nüfus artışı, göç hareketleri ve büyük şehirlere yönelen talep eklenince, tablo daha da ağırlaşıyor. Bir zamanlar maaşın küçük bir bölümünü kiraya ayırmak yeterliyken, bugün birçok aile gelirinin yarısından fazlasını sadece barınma için harcamak zorunda kalıyor.

Kira artışları, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda sosyal bir kriz yaratıyor, öğrenciler barınacak yer bulmakta güçlük çekiyor, şehir dışında okumak artık hayal gibi. Gençler, evlilik planlarını ertelemek zorunda kalıyor. Emekliler, yıllarca çalışıp alın teri döktükten sonra kira ödeyemediği için taşınacak uygun bir ev bulamıyor. Çocuklu aileler, her taşınmada okulları, arkadaş çevrelerini ve düzenlerini geride bırakıyor. Kısacası, kira krizi sadece rakamlardan ibaret değil; hayatların tam ortasına dokunan derin bir mesele.

Ev sahipleri, kendi maliyetlerini düşünürken; kiracılar, artan fiyatlara yetişemez hale geldi. İşte bu noktada toplumun iki tarafı da haklı çıkıyor ama çözüm bulunamadıkça gerginlik büyüyor.

Ev sahibi ile kiracı arasındaki gerilimler de toplumsal huzursuzluğun bir başka yansıması.

Ne yapılabilir konusu için bir sürü yöntem var aslında, kısa vadede sosyal konut projeleri, öğrencilere özel yurt ve kiralık konut destekleri, kira artışlarını dengeleyici adımlar şart. Uzun vadede ise kalıcı çözüm, şehir planlamasından geçiyor. Daha yaşanabilir, sürdürülebilir, ulaşım olanakları güçlü yeni yerleşim alanları oluşturulmadıkça, büyük şehirlerin yükü hafiflemeyecek. Ama en önemlisi, atılacak adımların sadece bugünü değil, yarını da düşünmesi gerekiyor.

Kira meselesini sadece tablodaki bir rakam olarak görmek büyük hata olur. O rakamların arkasında öğrencilerin hayalleri, ailelerin düzeni, çocukların geleceği, emeklilerin huzuru var.

 Çünkü barınma hakkı, lüks değil; en temel ihtiyaç.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları