Sektör temsilcilerinin gündeminden ekonomiyi dinledim.

Hepsi de faizde düşüş, ekonomide istikrar istiyor.

Bakalım durum sektörlerde nasıl gözüküyor?

Rakamlar, konkordatoya başvuru yapan firma sayılarının hız kesmediğini söylüyor.

2024 yılı mayıs ayında konkordato başvurusu yapan firma sayısı 320 iken, 2025 yılı mayıs ayında 508. Yani yüzde 58,75 artış...

2024 yılının ocak - mayıs döneminde konkordatoya başvuru yapan firma sayısı bin 26 iken, 2025 yılının 5 aylık döneminde konkordato talep eden firma sayısı 2 bin 235'e çıktı. Yani yüzde 117,83'lük artış...

Mayıs 2025 verilerini incelediğimizde 185 dosya için geçici mühlet kararı, 164 dosya için kesin mühlet kararı, 129 dosya için konkordatonun reddi kararı, 24 dosya için iflas kararı ve 6 dosya için tasdik kararı verilirken, konkordato takip verilerinde 5 aylık dönemde ise 967 dosya için geçici mühlet kararı, 690 dosya için kesin mühlet kararı, 462 dosya için red kararı, 77 dosya için iflas kararı ve 39 dosya için tasdik kararı verilmiş.

Konkordatolarda en riskli sektör olarak 473 dosya ile inşaat öne çıkıyor.

Sonrasında 283 dosya ile tekstil, 99 dosya ile metal ürün imalatı, 98 dosya ile gıda, 91 dosya ile mobilya, 82 dosya ile akaryakıt istasyonları, 81 dosya ile giyim, 74 dosya ile tarım, 73 dosya ile otelcilik ve 63 dosya ile inşaat malzemeleri satış sektörü takip ediyor.

En çok konkordato başvurusu yapılan illere baktığımızda; 1087 firma ile İstanbul ilk sırada yer alırken, 516 firma ile Ankara, 197 firma ile İzmir, 187 firma ile Kocaeli, 164 firma ile Bursa izliyor.

Bursa beşinci sırada...

Nisan listesinde Bursa'nın 158 başvurusu yer alıyordu.

Konkordato, şirketlerin borçlarının yeniden yapılandırılması için başvurdukları hukuki bir yöntem...

İş dünyasına sorduğumda;

Asıl sorunun bir firmayı kurtaralım derken, ne yazık ki hammadde tedarikçisinden bağlı olduğu diğer alt sektörlere zincir etkisi yaratarak diğer firmalara etkisinin ağır olduğu yani borçlu olunan firmaların mağdur olduğu ve böyle olunca da konkordatonun amacına ulaşmadığı yanıtlarını aldım.

İş dünyasının değerlendirmelerinin devamı ise şöyle;

-Nakit parası olan nakitini harcamak istemiyor. Piyasada kredi ile döngü vardı. Kredi maliyetleri gider olarak gösterilerek vergi avantajına çevirilebiliyordu. İş dünyası vergi avantajına çeviremediğinden ve kredi maliyetlerinin artmasından dolayı piyasada nakit para sıkıntısı baş göstermeye başladı.

-Örneğin inşaat sektörü...İnşaatın etkilediği yan sektör sayısı 250'nin üzerinde ve malzeme sanayisinden mimarlığa, mühendislikten teknik müşavirliğe kadar birçok alanı içinde barındırıyor. İnşaat, demir, alçı, elektrik malzemesi, trafo, kombi, perde, mobilya, cam, parke, plastik boru, çivi, boya gibi sektörleri doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiriyor. Sektördeki herhangi bir daralmadan dolayı 250 yan sektör ve bu sektörlere üreten sektörler de zincirleme krize girmiş oluyor.

Öte yandan da bir evin satışıyla mobilya sektörü, perde (tekstil sektörü) gibi tüm sektörlerde hareketleniyor ve zincirleme etkilenmiş oluyor.

-Tekstildeki en büyük sıkıntı enerji ve işçilik...

Velhasıl...

Finansman sorunuyla işletme sermayesi eriyen yani nakit akışı bozulan işletmelerin ekonomide istikrar arayışı ilk sırada...

Enflasyon- döviz makası ihracatçıya can çekiştiriyor...

Finansmana erişememe, yüksek faiz, enflasyon, kredi, maliyetler her zaman sorun...

Son olarak...

İş dünyası, 19 Haziran'da yapılacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'ndan faiz indirimli bekliyor.