Bursaspor ligin ilk beş haftasında 5'te 5 yaparak grubun zirvesine oturdu. Rakiplerine bu ligin "favorisi biziz" mesajını net olarak verdi.

Daha öncede yazmıştım işler iyi gidiyor.

Bu sürecin başlangıcı TFF'de grup kurası ve fikstür çekimi ile başladı. Başkan Enes Çelik kura çekiminde elini kavanoza attığında %33,3 ihtimalini çekip Bursaspor'un Kırmızı Grup'ta olmasını sağladı. Ardından fikstüre Y.Malatya ile başlayan lig serüveni başladı.

Yeni sezon planlamasında yapılan toplantılarda bir önceki sezonun şampiyon takımın büyük bir kısmı ile vedalaşıldı. Hazırlanan raporlar doğrultusunda kulüp yetkililerinin ifadesi ile 500'e yakın muhtemel futbolcu değerlendirildi. Neticede bugün mücadele eden takım ortaya çıktı.

Bu arada ilk önce Adem Çağlayan ile yola devam kararı yönetim tarafından ilan edilmşti.

Hazırlık dönemi, ardından kamp dönemi ve lige hazır bir takım olma hüviyeti tüm Türkiye'ye örnek gösterilecek düzeyde anlatılıyordu.

Bu açıklama ile nereye getireceğimi düşünenlere şimdi izah etmeye çalışacağım.

Bu anlattığım süreç gerçekten Bursaspor camiasının hayal ettiği, belkide hiç şahit olmadığı bir süreç olarak tarihe geçti.

Bu süreçte  Adem Hocanın vaat ettiği takım önce hazırlık maçlarında ardından biraz ciddi diyebileceğimiz maçlarda görünmeyince endişelenmeler biraz gün yüzüne çıktı. Amacını aşan ifade kullananlarda oldu.

Futbol işte böyle bir oyun. Bu süreçte başta başkan ve kulüp yönetimi hocanın arkasında durdu ve desteğini açıkça ifade ettiler.İşte  bugünlere gelindi.

Pazar günü rakip Isparta 32. Bursaspor taraftarı bakımından heyecanla beklenen bir maç. Bakın iddia ediyorum tribünde yer alacak taraftarlar en az futbolcular kadar heyecanlı, istekli ve bu maça motive oluyorlar.

Saha dışı tamam, saha içide bu şekilde karşılık verirse tarihi bir gün yaşarız.

Bu arda Isparta'da bu maç için ciddi taraftar kampanyası yapılıyor. Tribünlerin zevk vereceği bir ortam olacaktır diye düşünüyorum.

Bu haftadan sonra ligin kaderini belirleyecek olan takım Bursaspor olur. Planlar tutarsa ligin ilk yarısında şampiyon belli olur.

Bu sonucu elde etmemiz için hiç bir engel yok. Uyum sürecini atlatmış, oyun planını oturtmuş bir takım olarak sonuç almak teknik ekip ve futbolcuların elinde. Onlara tavsiyem kesinlikle  heyecanı ve ürkekliği yaşamayın. Herkesin özendiği ortamın coşkusunu yaşayın ve keyifini çıkarın. Elbette sonuç itibarı ile yüzleri gülerek evine giden bir topluluk olarak stadyumdan çıkmalı herkes.

Yalnız burasıda çok önemli. Bu ligin genetik özelliklerinden biri de ilk yarı ile ikinci yarının bambaşka bir renge büründüğü gerçeğidir. Bursaspor'un gerekli farkı yakalayıp diğer takımlara başarılar dilemesi en büyük beklentimizdir. Yoksa devre arası başkana iş düşürmemek gerekiyor. Futbol asla hata affetmez.

Bu gerçekle sezon başından beri havuz içinde yer almış Serdar Dursun, Halil Akbunar, Serdar Gürler gibi isimleri gündemine almış bir kulüp olarak tekrar başa dönmemek gerekiyor. Evet bu futbolcularla Haziran ayı başından beri görüşülüyordu. Sonrasında yapılan bazı açıklamalarda bu futbolcular gündemde değildi şeklindeki resmi olmayan açıklamalar bana göre yok hükmündedir. Hatta bu futbolcular ayarında birkaç üst lig futbolcusu daha görüşülenler arasındaydı. Oraları geçmiş olduk. Şimdi önümüze bakıyoruz.

Pazar gününü herkes iple çekiyor. Camia inanmış, kesinlikle hayal kırıklığı yaşamak istemiyor.

Süper Lig hedefine odaklanmış bir şehir, bu uğurda takımına sonuna kadar sahip çıktı, çıkmaya devam ediyor.

O zaman pazar günü herkes stadyumdaki yerini alsın.