Binay Kazan

Binay Kazan

Taze balığın tam da zamanıdır şimdi

2025.09.18 10:49 - Son Güncellenme: 2025.09.18 10:49
A

Üç tarafı denizlerle çevrili bulunan Türkiye, bu önemli özelliğine rağmen balık tüketimi açısından dip noktalara yakın görünüyor.

Biliyorsunuz ki; 1 Eylül itibarıyla av yasağı sona erdi. Mudanya ve Gemlik'teki balık satış tezgahları; çeşit-çeşit balıklarla doluyor ve bu da  güzel bir satış atmosferi oluşturuyor.

Av yasağı sürecindeki yakın bir tarihe kadar 250-300 liradan satılan istavrit, hamsi ve sardalya gibi küçük balıkların tezgah fiyatı, bir anda 100-150 TL'ye inerken, büyük balık fiyatlarında da yüzde 40-50 oranında düşüşler yaşanıyor. Şu anda mevsimin en lezzetli/yağlı balığı sardalyanın kilosu; 125-150 arasındaki fiyat aralığında satılıyor. Bugünden itibaren havaların soğuması bekleniyor. Deniz sıcaklığının da düşmesi ile birlikte hamsi avının çoğalacağı ve bu sezon bu lezzetli balığa doyulacağı bildiriliyor.

Balıkçılar; bugünlerde tezgahlarda pek görülmeyen palamut balığının da ay sonuna doğru çoğalacağını söylüyor. Böylece taze balık bereketi tezgahlardan semt pazarlarına da ulaşırken, sağlıklı gıda tüketimi yapmak isteyen insanların da mutluluğu artıyor.

Bir de fiyatları biraz daha düşük olsa...Özellikle kalabalık aileler için...Biliyoruz ki; balık en sağlıklı gıda maddelerinin başında geliyor. Vitamin, protein, omega-3,yağ asidi ve mineral açısından zengin bir gıda kaynağı olan balık, sağlığımız için vazgeçilmez bir gıdadır.

Cilt sağlığını düzelten, bağışıklık sitemini güçlendiren, kalp hastalıklarını önleyen, kandaki yağ düzeyini dengeleyen balık ve diğer deniz ürünleri birçok hastalığa karşı ilaç vazifesi bile görüyor. Göz sağlığı ile stres ve depresyon gibi hastalıklara karşı da önerilen balık, ne yazık ki ülkemizde yeterince tüketilmiyor.

Bunun ilk nedeni: halkın et düşkünlüğünün daha fazla olması, ikincisi ise yüksek fiyatları...Sonuncusu da balık kültürünün yeterli olmaması...

KİŞİ BAŞINA 8 KİLO TÜKETİM ÇOK AZ..!

Ülkemizin ve yaşadığımız kentin çok şanlı olduğunu kabul etmemiz gerek...Deniz ülkesi olmanın ve Bursa'nın denize yakınlığının getirdiği olanaklardan da yararlanmak gerekiyor.

Bu nedenle çok fazla balık tüketmemiz lazım ama, ne yazık ki insanlarımız bu sağlıklı gıda maddesini yeterince tüketmiyor.

Ünlü bir balık firması yöneticilerinden birinin görüşleri ile devam etmek istiyorum bu bölüme...Konunun uzmanlarından biri olan ve EGE İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan; ülkemizde kişi başına ortalama 8 kilo balık tüketildiğini açıkladığı yakın geçmişteki bu yorumunda dünya istatistiklerini de veriyor: "Ülkemizde balık çeşitliliği çok fazla ama nedense bu önemli kaynağı görmezden geliyoruz. Türkiye'de kişi başına 8 kilo balık tüketilirken, İngiltere'de 25 kilo, Japonya'da ise 80 kilo balık tüketiliyor. Dünyanın en fazla balık tüketilen ülkesi; Maldivler'de bireyler kişi başına 139 kilo balık yiyor.

Dünya ortalamasının 18 kilo olduğunu varsaydığımızda; ülkemiz insanlarının balığın kıymetini anlaması gerektiğini özellikle belirtmek gerekiyor. Daha fazla balık tüketerek, toplumsal sağlığımızı da iyileştirebiliriz".

Doğru yoruma fazla bir katkı koymak gereksiz...

İhracatçı Birliği yöneticisi ve iş insanı Sinan Kızıltan, bu konuda en iyi bilgiyi vermiş zaten yorumunda...Katılıyorum ve tüm Bursalıları balık yemeye davet ediyorum.

Eski günlere göre çok daha taze ve ucuz..!

Hele-hele son 1 yılda adeta uçan et fiyatlarına göre; balık fiyatları çok daha ucuza geliyor.

Bunun farkında olmak ve insan sağlığı için "olmazsa-olmaz" bu gıdanın bilincine ve tadına varmak gerek...

Balığın tazesini yiyelim, sağlığımızı koruyalım.

4 MİLYON BALIKÇI TEKNESİ VAR

Ülkemiz bir deniz ülkesi...8.333 Kilometre olan kıyı şeridimiz, 3 tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin en büyük zenginlik göstergesi...

Yılda 90 milyon tonu aşan deniz ürünleri üretimini yaratan 4 milyon balıkçı teknesi ve bu sektörden geçimini sağlayan 1,5 milyonu aşkın balıkçı bulunmakta ülkemizde...

Yetiştirme balıkçılığının da gelişim içinde olduğunu belirtmek gerek...

Tüm bu istatistikler de gösteriyor ki; gerek su ürünleri üretiminde gerekse deniz görselliği ve bereketi anlamında çok şanslı ülkelerden biriyiz.

Ama bunun farkında değiliz ne yazık ki...

Denizlerimizi, göllerimizi, ırmaklarımızı kirletiyoruz bilinçsizce...

Evsel ve sanayi atıklarımız su kaynaklarımızı kirletirken, geleceğimiz de ipotek altına alınıyor.

Ondan sonra da musilajdan falan şikayet ediyoruz.

Adeta...Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu örneği..!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları