Kamuran Vatansever

Kamuran Vatansever

İbrahim Balaban sergisi!

2025.06.28 16:21 - Son Güncellenme: 2025.06.28 16:21
A

Çağdaş Türk Resim Sanatının öncü isimlerinden Abidin Dino'nun "elleriyle görmesini bilen ressam" diye nitelediği Bursalı sanatçı İbrahim Balaban'ın aramızdan ayrılışının ölüm yıl dönümü anısına Bursa Kent Müzesi "İbrahim Balaban" sergisine ev sahipliği yapıyor.

14 Haziran'da açılışı yapılan sergi Bursa Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanlığı Müzeler Şube Müdürlüğü tarafından hazırlandı, serginin küratörü ise Serap T. Yurteser Yılmaz. Sanatçının vefatından sonra açılan ilk kişisel sergi olma özelliğini taşıyan sergide sanatçıya ait 40 eser ile sanatçının kişisel eşyalarına yer veriliyor. Sanatçının cezaevi yıllarında Nazım Hikmet'in desteği ile başlayan sanat yolculuğunun izlerini taşıyan eserler sadece sanatçının değil, aynı zamanda halkın hikayesini de anlatıyor. Resim eleştirmenlerinin "Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten ressam" dediği İbrahim Balaban'ın iki bini aşkın tablosu, ikisi roman olmak üzere anı, deneme ve hikâye türlerinde on iki kitabı bulunuyor.

Zorlu bir hayata sahip olmasına rağmen kendi kendini geliştiren bir sanatçı olan İbrahim Balaban, 1921 yılında Bursa'nın kuzeyinde bulunan İbrahim Dağı da denilen bir tepenin eteğinde Seçköy'de dünyaya geldi. Seçköy'ün üç sınıflı okulunu bitiren sanatçı, on altı yaşına kadar köyde tarla işleri ile ilgilendi. Tarlada babasının sürdüğü karasaban ile annesinin işlediği nakışlar sanatçının sanat kimliğinin oluşmasında etkili oldu. Nazım Hikmet'in "Köylü Ressam" olarak nitelediği İbrahim Balaban'ın sanatını etkileyen diğer unsurlar köyün günlük işleri ile köylü figürlerdi.

1937 yılının son günlerinde İbrahim Balaban, henüz on altı yaşındayken hapishane ile tanışıyor. Hint keneviri yetiştirmekten bugün Bursa Kent Müzesi olarak hizmet veren binada, Bursa Adliyesi'nde yargılanarak cezaevine girdi. Altı ay hapis ve para cezasına çarptırılan sanatçı, para cezasını ödeyemeyince üç yıl boyunca cezaevinde yatar.  Genç yaşta tanışmak zorunda kaldığı cezaevi, sanatçı için ilerleyen zamanlarda sanat dolu bir okula dönüşecek ve sanatçının hayatında büyük bir dönüm noktası olacaktır. İbrahim Balaban ekip biçen, çobanlık yapan bir köylü genciyken Bursa Cezaevi'nde tanıştığı Nazım Hikmet'in desteği ve teşviki ile resim sanatına yönelir.

1941 yılında cezaevinden çıkan sanatçı bir yıl sonra tekrar cezaevine giriyor. Cezaevindeyken önce babasının öldürüldüğünü, ardından doğum sırasında karısının vefat ettiğini, birkaç gün sonra da bebeğinin öldüğünü öğrenir. İçinde bulunduğu durumun acısı ve öfkesi ile resim yapmaya daha sıkı bağlanır. İbrahim Balaban'ın eğitim almadan sahip olduğu resim yeteneğinden Nazım Hikmet çok etkilenir. Nazım Hikmet'e göre Balaban'ın yeteneği eşsizdi ve mutlaka değerlendirilmesi gereken bir öneme sahipti. İbrahim Balaban ile Nazım Hikmet arasında ömür boyu sürecek derin bir "usta-çırak" ilişkisi kurulur. Öyle ki sanatçı, Nazım Hikmet için şu sözleri söyler: "Nazım Hikmet bir güneşti ve ben o güneşin içinden doğdum."

1950 yılında cezaevinden çıkan İbrahim Balaban 1953 yılında ilk sergisi açar. 9 Haziran 2019 tarihinde hayata veda eden sanatçının bir asırlık ömründe resmettikleri aslında kendi yaşam hikayesiydi. Kendisini gerçek bir "hikâye anlatıcısı" olarak yetiştirmiş ve kendi hikayesinden yola çıkarak Anadolu'nun hikayesini anlatmıştır.

"İbrahim Balaban Sergisi" 1 Eylül 2025 tarihine kadar Bursa Kent Müzesi'nde ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Müze, Pazartesi günleri hariç her gün 09:00 - 17:30 arasında ziyarete açık.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları