İlber Hoca'nın sözüne uydular... "Evlenip mobilyacı gezeceklerine dünyayı geziyorlar"
Yeşim ve Özkan Kara çifti yollarda olan iki gezgin. Onların evlenirken hayallerinde 'sade ve özgür' bir yaşam vardı. Önce Türkiye'de dolaşmaya başladılar. Denizli'de tanıştıkları Elif Teyze ve Mehmet Amca'nın kendi tasarladıkları karavanı görünce 'hayallerindeki yaşam'ı buldular. Amerika'ya gidip bir karavan satın aldılar. Şu sıralar Meksika'dalar. Kara çiftiyle yaşadıkları serüveni, nasıl böyle bir karar verdiklerini konuştuk.
Bu turu neden Türkiye'de değil de Amerika'da yapmaya karar verdiniz?
Yeşim: Karavanla gezmek aslında az maliyetli olsa da Türkiye'de karavan almak veya yaptırmak çok maliyetli. Aslında sadece karavan için geçerli değil, ülkemizde genel olarak araç satın almak çok pahalı. Hele karavan almak, yaptırmak büyük bir lüks maalesef. Yurtdışında, özellikle de Avrupa, Amerika, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde karavancılık çok yaygın. Biz de hem karavanların ucuz olduğu hem de karavan kültürünün yaygın olduğu bir yer olduğu için Amerika'yı tercih ettik. Amerika'da devletin belirlediği 14 gün kalınabilen pek çok ücretsiz kamp yeri, pek çok ücretsiz atık ve su istasyonu var. Kısacası Amerikalılar karavancılar için her türlü imkanı düşünmüş.
Bütçenizi nasıl oluşturdunuz? Ortalama günde ne kadar para harcıyorsunuz?
Özkan: Sadece karavan için belirli bir bütçe ayırmıştık. Araba satıldı, düğünden bir miktar geldi, önceki birikimlerimiz vardı. Hepsini birleştirdik. Kendi ayaklarımız üzerinde durup, düzenimizi oluşturana kadar birikimlerimizi kullandık. Özkan'ın işlerinden, Youtube kanalımızdan gelenler hâlâ tam giderlerimizi karşılamaya yetmiyor. Tabii doların yükselmesi TL'nin düşmesi de bizi kötü etkiledi. Onun için harcamalarımızı minimumda tutmaya çalışıyoruz. Günlük ortalama "Şu kadar harcıyoruz" demek doğru olmaz. Çünkü herkesin harcadığı, yediği içtiği, yaşam standardı aynı değil. Ayrıca sürekli farklı para birimi kullanıyoruz. Hangi birimde verelim harcamalarımızı? Para birimleri sürekli değişiyor, takip de edemiyoruz artık.
Karavanla çölleri, uzun yolları geçerken yeni yerler, kişiler tanıdıkça neler hissediyorsunuz?
Özkan: "Vay be, dünyada böyle yerler, böyle insanlar da varmış demek ki" diyoruz. Her gördüğümüz, her öğrendiğimiz şey bizi şaşırtıyor. Doğanın mükemmelliği karşısında hayrete düşüyoruz çoğu zaman. İnsanın ufku açılıyor, çok yönlü düşünmeyi öğreniyor insan. Sorun çözme becerimiz gelişiyor. Yaşadığımız her kötü olayda yıkılmamayı, güçlü olmayı öğreniyoruz. Dersler çıkarıyoruz yaşadıklarımızdan. Karşımıza çıkan her insandan bir şeyler öğreniyoruz. Din, dil, ırk ayrımı olmaksızın hepimizin insan olduğunu, aynı olduğumuzu daha iyi kavrıyoruz. En önemlisi de küçük şeylerden mutlu olmayı öğreniyoruz.
Son Güncellenme: 2018.09.24 16:42
Kategori: Yaşam
Öne Çıkan Galeriler
