İlber Hoca'nın sözüne uydular... "Evlenip mobilyacı gezeceklerine dünyayı geziyorlar"
Yeşim ve Özkan Kara çifti yollarda olan iki gezgin. Onların evlenirken hayallerinde 'sade ve özgür' bir yaşam vardı. Önce Türkiye'de dolaşmaya başladılar. Denizli'de tanıştıkları Elif Teyze ve Mehmet Amca'nın kendi tasarladıkları karavanı görünce 'hayallerindeki yaşam'ı buldular. Amerika'ya gidip bir karavan satın aldılar. Şu sıralar Meksika'dalar. Kara çiftiyle yaşadıkları serüveni, nasıl böyle bir karar verdiklerini konuştuk.
En keyifli kısmı nedir? Karavanla başınıza gelen en güzel şey neydi?
Yeşim: En keyifli kısmı istediğimiz zaman penceremizin manzarasını değiştirebilmek bence. Tuvaleti, banyosu, mutfağı ve tekerlekleri olan küçük bir evimiz var. Gün batımlarını izlemeyi çok seviyoruz, bizim için ritüel gibi adeta. Yağmur yağarken karavanda yağmur sesini dinlemeyi çok seviyoruz. Doğayı yaşayabiliyoruz aynı zamanda. Yellowstone yakınlarındaki kamp yerimizde bir sabah inekler tarafından uyandırılmıştık. Etrafımızdaki kocaman çayırlık alanda onlarca inek vardı, camdan bakınca yüz yüze gelmiştik biriyle. Ufak bir buzağı da aynamızı yalamıştı. Çok gülmüştük ama bir yandan da inekler tarafından doğanın içinde uyandırılmanın büyük bir lüks olduğunu düşündük. O günü asla unutmayacağım.
En kötü şey neydi?
Özkan: Las Vegas'tan sonraki durağımız meşhur 'Ölüm Vadisi'ydi. Ölüm Vadisi çıkışında bir dağa tırmanıyorduk. Tam da öğlen vaktiydi, bir an önce oradan çıkmak istiyorduk. Tam zirveye geldik, karavandan dumanlar çıkmaya başladı. Hemen sağa çektim, panik içinde kendimizi dışarı attık. İlk başta karavan yanıyor sandık. Aracın altından şakır şakır yağ akıyordu. Ne telefon çekiyor, ne bir şey. Öğle vakti ıssız yerde kalakaldık. Otostop çektik, sağ olsun birileri bizi benzin istasyonuna kadar götürdü. Karavana bu durumlar için yol yardım asistanlığı satın almıştık. Telefon çekmediği için uydu telefonunu kullanarak onları aradık. Bizi getiren adamlar sağ olsun, telefonda bizim yerimize konuştular. Tam 55 dakika sürdü konuşma, çünkü karavanımızı normal araç olarak kaydetmişler. Adamlar giderken çok duygulandık, ilk defa oturup ağladık. Neyse kısa keseyim, bütün her şey üst üste geldi. Uydu telefonuna, çekiciye dünyanın parasını verdik. Çok üzücüydü. Tüm haftasonunu bir tamirhanenin otoparkında geçirdik. Fakat araçta "Bir şey yok" dediler. Gülelim mi ağlayalım mı bilemedik. Sonuç olarak yola devam edebildiğimize şükrettik.
Son Güncellenme: 2018.09.24 16:42
Kategori: Yaşam
Öne Çıkan Galeriler
