Fırat Çelik: İstanbul'da olgunlaştım

* Ailen hâlâ Paris'te mi yaşıyor?
- Evet, hâlâ oradalar.

* Türkçe'yi buraya geldiğinde öğrendiğin doğru mu?
- Türkiye'ye ilk geldiğim zamanlarda cümle kurmak benim için çok zordu. Hatta anlaşılabilmek ve kendimi anlatabilmek için bir süre İngilizce konuştum. Annem ve babamdan edindiğim bir kulak dolgunluğu vardı tabii ama onlar Türkçe konuşsalar bile biz Fransızca cevap veriyorduk. Bu yüzden, İstanbul'a geldiğimde çok zorluk çektim. Hatta geçenlerde, burada girdiğim ilk seçmelerin kayıtlarından birisine denk geldim; rolün tamamını ezberlemişim, ne söylediğime dair en ufak fikrim yok, ağzımı açmasam daha iyi. Sonra fark ettim ki Türkçe'yi çözmem gerekiyor. Birçok yerden ders aldım, birçok kişiyle bire bir çalıştım, sonunda Türkçe'yi söktüm. İki kelimeyi yan yana getiremezken, şimdi herhangi bir sıkıntı çekmeden Türkçe konuşabiliyorum.

* Eh haliyle, senin oynadığın dizilerde seslendirmeye başvurulmuştur. "Sana seslendirme yapacağız" dediklerinde kendini garip hissetmedin mi?
- Kesinlikle çok garip hissettim ama kabul etmek zorundaydım çünkü yapacak başka bir şey yoktu. Yabancısın, Türkçe konuşamıyorsun ama İzmir'in taşrasında doğup büyümüş bir karakteri canlandırman gerekiyor. "Fatmagül'ün Suçu Ne?" zamanında daha çok tazeydim, her şey çok yeniydi, işin başındaydım. Haliyle itiraz edemedim. Ama ses o kadar önemli ve bütünleştirici bir şey ki, bu durumun oyunculuğumu etkilemesinden korktum. Monitörden baktığımda harika bir sahne görüyorum, hakikaten güzel oynamışım diyorum, günün sonunda televizyonda başka bir ses duyduğumda her şey bitiveriyor. Mimiklerle uymuyor, beni yansıtmıyor, çok garip bir durum. Tabii seyircinin olan bitenden haberi yok. İnsanlar bana gelip sesiniz çok etkileyici diyorlardı, ben kem küm edip gülüyordum. Özetle, zor bir durumdu.

Eklenme: 2015.11.25 12:22
Son Güncellenme: 2015.11.25 12:26
Kategori: Magazin

Öne Çıkan Galeriler

Azra Akın resmen ikizini doğurmuş!
Azra Akın resmen ikizini doğurmuş!