Aslı Enver: "İşte çok yoruluyoruz diyen biri değilim''
Oyunculuğu çok istemeye başladığın dönem ne zaman?
Hayal gücüm çok açıktı, hikâyeler yazardım. Londra'dayken ailem beni müziğe yönlendirdi. Buraya geldikten sonra müzikten koptum çünkü sadece Türkçe öğrenmeye çalışıyordum. Londra'daki eğitim sistemiyle buradaki çok farklı. Orada çocuğun yeteneklerini keşfetmesi üzerine kurulu bir düzen var, burada ise dersler genel kültür ağırlıklı. Başlarda Türkçe öğrenip eğitim sistemine alışmaya çalıştım. Ama ülke değişimi nedeniyle bocalama döneminde olduğum için annem "Seni Müjdat Gezen'e yazdıralım, tiyatro ister misin?" dedi. Böylece tiyatro eğitimine başlamış oldum. Oradan bir girdim, bir daha çıkamadım.
Aslında müzikle de ilgilenebilirmişsin, sesinin ne kadar güzel olduğunu gördük yılbaşı gecesi. Demet Sağıroğlu da seni tebrik etmiş, Arnavut Kaldırımı'nı söylediğin için... Hoşuna gitti mi bu deneyim?
Hayatta hiçbir şey için "Ben yapmam" demeyecekmişsin. Çünkü heyecanlı bir tipim. Heyecanlandığında insanın sesi çıkmaz. Kaldı ki yıllardır şarkı söylemiyorum. Nitekim sözleri unuttum. Orkestrayla söylemek zor, evde kendi kendine şarkı söylemeye asla benzemiyor çünkü kendi sesini duymuyorsun. Bir yandan da bu tecrübeyi yaşamak müthiş bir özgüven... "Hatıra olsun" dedik başta. Tarih yaklaştıkça kaçmaya çalıştım ama beceremedim. Sonra da kendimi içinde buldum. Sahneye çıktım, kameraya alışkınım ama hayatımda hiç bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. İyi ki yapmışım. Çok tatlı ve eğlenceli bir anıydı benim için.
Son Güncellenme: 2016.01.18 13:17
Kategori: Magazin
Öne Çıkan Galeriler
