Uzmanından önemli uyarı: "Psikolojik dayanıklılık depremden önce inşa edilir"
Nev Sağlık Grubu Klinik Psikoloğu Helin Ezgi Deniz, depremin çocuklar ve gençler üzerindeki psikolojik etkisini ve doğru iletişim ile hazırlığın önemini Bursada Bugün'e anlattı.
2025.08.12 09:41 - Son Güncellenme: 2025.08.12 09:43 - Sağlık
MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN
Deprem, kentin fiziki yapılarını güçlendirmekle birlikte psikolojik olarak da bilinçli ve farkında olmamız gereken bir doğal afettir. Özellikle çocuk ve gençlerin güven duygusunu sarsıp travma riskini artıran depremlerde ebeveynlerin tutumunun önemli olduğunu Bursada Bugün'e açıklayan Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, doğru iletişim ve hazırlığın önemine değindi.
"HER DEPREM AYNI PSİKOLOJİK ETKİYİ YARATMAZ"
Deniz, "Deprem, yetişkinler için bile sarsıcı bir deneyimken, çocuklar ve gençler için çok daha derin bir anlam taşır. Onların dünyasında güven duygusu; evin sağlamlığı, çevrenin öngörülebilirliği, hayatın belli bir ritimde akmasıyla beslenir. Bir deprem, işte o güvenin temelini sallayan, "Ev dediğim yer beni her zaman korumayabilir" gerçeğini acı bir şekilde hatırlatan bir olaydır. Ama burada önemli bir ayrım var: her deprem aynı psikolojik etkiyi yaratmaz" ifadelerini kullandı.
"BÜYÜK DEPREMLER TRAVMA AÇISINDAN RİSKLİDİR"
Büyük ve yıkıcı depremlerin çocuklar ve gençler üzerinde oluşabilecek psikolojik rahatsızlıklar hakkında konuşan Deniz, "Büyük, yıkıcı, can kaybı veya ciddi yaralanma riski taşıyan depremler; çocuklar ve gençler için travma açısından yüksek risklidir. Özellikle ölüm tehdidi algısının çok net olduğu, enkaz görüntülerinin yaşandığı ya da yakınlarının kaybedildiği durumlar, beynin hayatta kalma merkezini tetikler. Olay bitse bile tetikte olma hali, kabuslar, yoğun kaygı ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) belirtileri uzun süre devam edebilir. Bu tür durumlarda iyileşme süreci daha uzun ve çoğu zaman profesyonel destek gerektirir" dedi.
"DRAMATİZE EDİLMESİ ÇOCUKTA KALICI KAYGIYA DÖNÜŞEBİLİR"
Küçük çaplı depremlerde ise ebeveynlerin tutumunun önemli olduğunu vurgulayan Deniz, "Daha küçük çaplı, yıkıma yol açmayan ama hissedilir depremler ise genellikle travmadan çok korku, stres ve kısa süreli huzursuzluk yaratır. Çocuk ya da genç, birkaç gün uyumakta zorlanabilir, sallantı hissi yaşamaya devam edebilir, ani seslere irkilebilir. Ama ölüm tehlikesi yaşanmadığı ve sonrasında güven duygusu yeniden sağlandığı sürece bu tepkiler genellikle kısa sürede azalır. Aslında bu, beynin doğal alarm sisteminin devreye girmesidir ve çoğu zaman kalıcı bir hasar bırakmaz. Burada yetişkinlerin tutumu belirleyici. Yıkım olmayan bir depremde ebeveynlerin aşırı panik tepkisi göstermesi, olayı dramatize etmesi; çocuktaki hafif korkuyu gereksiz yere kalıcı bir kaygıya dönüştürebilir. Tam tersine, sakin ve güven verici bir tavır; "Artık olmayacak" gibi gerçek dışı sözler yerine "Şu anda güvendeyiz, seni korumak için buradayız" gibi hem gerçekçi hem koruyucu cümleler, psikolojik iyileşmeyi destekler" ifadelerine yer verdi.
"PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DEPREMDEN ÖNCE İNŞA EDİLİR"
Deniz, "Unutmamak gerekir ki, psikolojik dayanıklılık yalnızca depremden sonra değil, depremden önce de inşa edilir. Özellikle ergenler ve gençler için deprem çantası hazırlamak, oturdukları binanın güvenliğini kontrol ettirmek, ailece deprem tatbikatı yapmak ve "Deprem olursa nerede buluşacağız, nasıl iletişim kuracağız?" gibi konuları netleştirmek çok kıymetlidir. Bu tür hazırlıklar, gençlere "Ben pasif bir kurban değilim, bir planım var" hissini verir. Bu his, kontrol duygusunu yeniden kazandırır ve kaygıyı ciddi ölçüde azaltır. Ayrıca bu süreçler, aile içinde güven duygusunu pekiştirir; "Biz birlikte hareket edebiliriz" inancını güçlendirir" ifadelerini kullanarak depreme hazırlığın depremden önce yapılması gerektiğinin önemli olduğunu vurguladı.
DEPREM SONRASI NELER YAPILABİLİR?
Deniz, "Deprem sonrası toparlanma sürecinde düzenli rutinleri korumak, çocuğun sevdiği eşyalarla ve tanıdığı kişilerle vakit geçirmesini sağlamak, oyun, sanat ve spor gibi ifade yollarına alan açmak önemlidir. Bazı çocuklar yaşadıkları korkuyu oyunlarında ya da resimlerinde tekrar tekrar canlandırabilir; bu onların olayı anlamlandırma çabasıdır ve genellikle sağlıklı bir iyileşme sürecinin parçasıdır" deprem sonrası toparlanma süreci hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
"ÇOCUKLAR VE GENÇLER DESTEK GÖRÜRLERSE..."
Deniz, "Sonuç olarak, her deprem bir iz bırakır ama bu izin travmaya dönüşüp dönüşmeyeceği; yaşanan olayın şiddeti, tehdit algısı, öncesindeki hazırlık düzeyi ve sonrasında sağlanan güven ortamıyla doğrudan ilgilidir. Çocuklar ve gençler, destek gördüklerinde ve ne yapacaklarını bildiklerinde olağanüstü bir toparlanma kapasitesine sahiptir. Bazen bir sarsıntının ardından en kalıcı olan şey korku değil, "Beni koruyan ve ne yapacağını bilen insanlar var" hissidir. Ve işte o his, hayat boyu taşıyacakları en güçlü güven temellerinden biridir" açıklamalarıyla deprem öncesi hazırlık öneminin bir kez daha altını çizdi.
Öne Çıkan Galeriler

Öne Çıkan Videolar
-
01:30
-
02:52
-
01:53
-
01:15
-
01:31
En Çok Okunanlar
- Kabus geri mi dönüyor? Bursa'da yeniden...
- Ailesi haber alamıyordu! Bursa'daki...
- Uzmanlar açıkladı: Bursa'da 15 gün boyunca...
- Yanan villalar sabahın ilk ışıklarıyla...
- Memur ve emekliler bu haberi bekliyor!...
- Bursa'da binayı dumanlar sardı!
- Bursa'da sürücü can verdi! Köprü ayağına...
- Bursa'da bir firma daha iflasın eşiğine...
- Bekçilerin müdahalesi yetmedi! Çıkan...
- Havada kriz anları! İstanbul-Medine...
- Trafik kazasında kahreden detay! Böbreğini...
- Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'dan uyarı: Yeni...
- Bursa'da bekçi mahalleyi ayağa kaldırdı!
- İflas kervanına bir firma daha katıldı!...
- Kayıp iş insanı aranıyor! Kıvanç Tatlıtuğ...