Tek bir kelime bile söylemeden kişiliğimizi ele veren 3 hareket

Tek bir kelime bile söylemeden kişiliğimizi ele veren 3 hareket

Klinik psikolog Claire Petin, bir odaya girme şeklimizden göz temasımıza kadar, tek bir kelime bile etmeden o anki ruh halimizi ve temel kişilik özelliklerimizi yansıtan 3 gizli işareti açıkladı.

2025.08.20 16:42 - Son Güncellenme: 2025.08.20 16:43 - Yaşam
A
Tek bir kelime bile söylemeden kişiliğimizi ele veren 3 hareket

Ruh sağlığının giderek daha fazla önem kazandığı günümüzde, milyonlarca insan terapiye başvuruyor. Peki bir terapistin kapısından ilk kez girdiğinizde, siz daha konuşmaya başlamadan önce neler gözlemleniyor? Klinik psikolog Claire Petin, hastalarını daha iyi anlamak için ilk seansta dikkat ettiği ve kelimelerin henüz ifade edemediği şeyleri anlatan 3 önemli detayı paylaşıyor.

Uzman, bu gözlemlerin amacının yargılamak veya etiketlemek olmadığının altını çiziyor: "Ofisimin kapısından girdiğinizde algıladığım bu incelikli unsurlar, sizi bir kalıba sokmak için değil. Bu detaylar, kendinize nasıl bir alan tanıdığınız, bilinmeyenle ve başkalarıyla olan ilişkiniz hakkında değerli ipuçları verir." Petin, bu gözlemleri hastalarını daha iyi karşılamak ve terapötik bir bağ kurmak için kullandığını belirtiyor.

İşte o üç önemli ayrıntı:

1. Eşyalarınızı nereye koyduğunuz

Bir danışanın eşyalarını yerleştirme şekli, onun o anki ruh haline dair ilk ipuçlarını verir.

Kucağında tutmak: Çantayı veya paltoyu kucakta, bir kalkan gibi tutmak, genellikle bir korunma ihtiyacını veya kendini henüz tam olarak açmaya hazır olmadığını gösterebilir.

Paltoyu çıkarmamak: "Bazıları paltolarını bile çıkarmıyor," diyor Petin. "Bu, her an gidebilmeye hazır olma veya kendini tamamen ortaya koymaktan çekinme anlamına gelebilir."

Uzağa bırakmak: Eşyalarını güvenle yanına veya biraz uzağa bırakmak ise genellikle bir güvenin ilk işareti olarak yorumlanabilir.

2. Konuşmayı kimin başlattığı

Sessizlik anları da en az kelimeler kadar konuşur.

Anında başlamak: Bazı danışanlar, daha oturur oturmaz ağlamaya veya hiç durmadan konuşmaya başlar. Petin'e göre bu, duyguların artık bastırılamayacak kadar yoğunlaştığını gösterir.

Sessizce beklemek: Diğerleri ise sessizce oturup terapistin konuşmayı başlatmasını, adeta seansa başlamak için ondan "izin" bekler. Bu durum, kişinin otoriteyle veya yeni durumlara başlama şekliyle ilgili bilgiler verebilir.

3. Göz teması kurma şekliniz

Göz teması, en samimi ama aynı zamanda en korkutucu etkileşimlerden biridir.

Bakışlardan kaçınmak: Göz temasından kaçınmak, genellikle utangaçlık, mahcubiyet veya o an yaşanan duygunun aşırı yoğun olmasından kaynaklanabilir.

Yoğun göz teması aramak: Tam tersine, bazı danışanlar ise terapistin bakışlarını yoğun bir şekilde arar. Bu, durumu kontrol etme veya karşı taraftan onay ve güvence alma ihtiyacının bir işareti olabilir.

Kısacası, klinik gözlem, terapistlerin kelimelerin ötesine geçerek danışanın iç dünyasına dair değerli ipuçları elde etmesini sağlayan profesyonel bir araçtır. Bu incelikli detaylar, daha sağlıklı ve etkili bir terapi sürecinin ilk adımını oluşturur.

Diğer Yaşam Haberleri için tıklayın


2025.08.20 16:42
A