Sosyal medyada bu hataya düşen yandı! Uzmanı uyardı: Like alayım derken suça karışmayın
Sosyal medyanın gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle birlikte, kullanıcıların özel hayatı ifşa etmesi ya da her konuda o konunun uzmanı gibi fikrini paylaşması ciddi riskler doğuruyor. İletişim ve Sosyal Medya Uzmanı Nurhan Demirel, son dönemde artan "ifşa kültürü", özel yazışmaların paylaşılması ve teyit edilmemiş bilgilerin yayılması konularında çok önemli uyarılarda bulundu.
2025.08.10 10:27 - Son Güncellenme: 2025.08.10 10:33 - Bursa Bölge
SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN
Sosyal medya uzmanı Nurhan Demirel ve avukat Orhan Sinan Dural, son dönemde yaygınlaşan "ifşa kültürü"ne karşı önemli uyarılarda bulundu. Demirel, özel yazışmaların izinsiz paylaşılmasının, teyit edilmemiş bilgilerin yayılmasının ve ifşa hesaplarının çoğalmasının hukuki ve etik riskler taşıdığına dikkat çekti.
"ÖZEL WHATSAPP YAZIŞMALARINIZI PAYLAŞMAYIN"
Bursada Bugün'e konuşan İletişim ve Sosyal Medya Uzmanı Nurhan Demirel, "Sosyal medyada bir kişiye sinirlenip WhatsApp yazışmalarını paylaşmak, özellikle ilişki çatışmalarında sık görülen bir durum haline geldi. Ancak bu davranış özel hayatın gizliliğini ihlal anlamına geliyor. Kişisel yazışmaların paylaşılması, ekran görüntüsünün izinsiz şekilde yayılması hem Türk Ceza Kanunu'na göre suç teşkil eder hem de tazminat davasına konu olabilir. Herkesin bir anda hâkim ve savcı gibi davranması ve insanları hedef haline getirmek, hem kendini hem karşı tarafı hukuki çıkmaza sürükler" dedi.
"ETKİLEŞİM UĞRUNA YANLIŞ BİLGİ YAYMAYIN"
Demirel, sosyal medyada "like" ya da etkileşim almak için doğruluğu teyit edilmemiş bilgilerin de hiç düşünmeden, etkileşim alma gayretiyle hızla paylaşıldığını belirtti. Bu durumun sadece kişisel hesaplar için değil, toplumun tamamı açısından da riskli olduğuna dikkat çekti. Demirel, "Bir anlık öfke ya da heyecanla yapılan paylaşımlar, geri alınamaz sonuçlara yol açabilir. Yanlış bir bilgi hızla yayılırken hem kişilik hakları zedeleniyor hem de toplum yanlış yönlendiriliyor. Teyit etmeden paylaşmayın, yaymayın" şeklinde konuştu.
"İFŞA SAYFALARI MASUM DEĞİL, RİSK ÇOK BÜYÜK"
Özellikle X (eski adıyla Twitter) ve Instagram gibi mecralarda sayıları artan "ifşa" hesapları hakkında da konuşan İletişim ve Sosyal Medya Uzmanı Nurhan Demirel, bu sayfaların hukuk dışı bir alan oluşturduğunu ve dijital şiddeti meşrulaştırdığını söyledi:
"İfşa sayfaları ne kadar hak arıyor gibi görünse de aslında hiç de masum değil. Bu hesaplar çoğu zaman linç kültürünü körüklüyor, dijital dedikoduya zemin hazırlıyor. Üstelik yalnızca gerçek olaylar değil; olmayan hikâyeler, sahte yazışmalar, manipüle edilmiş ekran görüntüleri ve açıkça iftira niteliği taşıyan paylaşımlar da bu sayfalarda yer alabiliyor."
Demirel, son dönemde bu hesapların "itiraf" sayfası gibi de kullanıldığını, bunun da hukuki ve etik riskleri artırdığını vurguladı: "Bazı kullanıcılar bu hesaplara anonim olarak mesaj atarak geçmiş ilişkilerini, arkadaşlarını ya da çalıştıkları yerleri ifşa ediyor. Bu içeriklerde kişisel veri, fotoğraf, özel konuşmalar yer alabiliyor. Hedef gösterilen kişilerin kimliği kimi zaman açıkça, kimi zaman da ima yoluyla ortaya konuyor. Tüm bunlar hem özel hayatın gizliliğini ihlal ediyor hem de ciddi psikolojik travmalara yol açabiliyor" dedi.
"SİBER ZORBALIK OLARAK ELE ALINMALI"
Demirel'e göre bu tür hesapların, özellikle gençler arasında popülerleşmesi, yeni nesil bir dijital şiddet biçimi ve siber zorbalık olarak ele alınmalı. "Toplum olarak hak arama yollarını sosyal medyada değil, hukuk zemininde kullanmayı öğrenmeliyiz. Dijital mecralarda yapılan her paylaşımın bir izi, bir sonucu var. Unutmayın, bir paylaşımınız sadece bir kişiyi değil, bazen kişilerin bütün bir hayatını etkileyebilir."
"ŞİKAYET SİTELERİ DE MAĞDUR EDİYOR"
Sosyal medyanın yanı sıra, denetimsiz şikayet siteleri de bireylerin ve markaların itibarını zedeleyen başka bir risk alanı haline geldi. Konuyla ilgili uyarılarda bulunan İletişim ve Sosyal Medya Uzmanı Nurhan Demirel, bu tür sitelerin birçok kişi için sanal bir karalama mecrasına dönüştüğünü ifade etti. Demirel, "Bugün isteyen herkes, hiçbir belge ya da somut delil sunmadan bir kişiyi veya kurumu şikâyet edebiliyor. Bu içeriklerin büyük bölümü doğrulanmadan yayına alınıyor. Dahası, markalar ya da bireyler bu içeriklere cevap vermek istediklerinde, bazı platformlar ücret karşılığında cevap hakkı tanıyor. Bu adil olmayan sistem, dijital itibarı ciddi şekilde tehdit ediyor." şeklinde konuştu.
Demirel, bu platformlarda zaman zaman çok ilginç şikayetlerin de yer aldığını belirterek dikkat çeken bir örnek paylaştı: "Hatta sahte diploma almak isteyen ve bu süreçte dolandırılan kişiler bile bu sitelere yazıp hak aramaya çalışmış. Bu durum, hem suç teşkil eden bir talebin açıkça ifşası hem de şikayet sitelerinin denetimsizliğinin göstergesi."
Demirel'e göre, özellikle Google gibi arama motorlarında bu şikayet içeriklerinin üst sıralarda yer alması, geri dönülmesi zor olan itibar kayıplarına yol açabiliyor. "Kimi zaman rakipler, kimi zaman kişisel husumet taşıyan kişiler bu siteleri kötü niyetle kullanabiliyor. Suistimalin önüne geçilmediği gibi, mağdurlar da hem maddi hem manevi zarara uğruyor. Dijital ortamda da hukuk ve etik ilkelere ihtiyaç var" diye konuştu.
"HERKES SOSYAL MEDYA GAZETECİSİ OLMAK ZORUNDA DEĞİL"
Demirel, sosyal medyada herkesin bir haberci gibi davranmasından duyduğu endişeyi de şu sözlerle dile getirdi:
"Her konuda fikriniz olmak zorunda değil. Her gördüğünüz olay hakkında analiz ve açıklama yapma, haber gibi sunma zorunluluğunuz yok. Siz sıradan bir vatandaşsınız, bu da çok kıymetli. Gazetecilik ise araştırma, doğrulama ve etik ilkeler gerektiren bir meslektir. Dijital içerik üreticilerinin de içerik oluştururken gazeteci hassasiyetinde davranmaları gerekir. "
"HAK ARAMAK İÇİN DOĞRU MERCİYE BAŞVURUN, SOSYAL MEDYADA TEŞHİR ETMEYİN"
Herhangi bir haksızlık ya da mağduriyet durumunda yapılması gerekenin sosyal medyada paylaşım yapmak değil, resmi kurumlara başvurmak olduğunu belirten ve Bursada Bugün'e özel açıklamalarda bulunan Av. Orhan Sinan Dural ise vatandaşları uyardı: "CİMER, belediyeler, savcılıklar gibi yasal kanallar dururken sosyal medya üzerinden yapılan teşhirler hem sizi haksız duruma düşürebilir hem de bir mağduriyetin ispatını zorlaştırabilir. Çocuklar bile artık ifşa dilini kullanıyor, bu da medya okuryazarlığının ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor."
Av. Dural, sosyal medya kullanıcılarına şu uyarılarda bulundu:
"Bir anlık öfkeyle yapılan sosyal medya paylaşımları, sizi mağdurken sanık konumuna düşürebilir. WhatsApp yazışmalarını ifşa etmek, beğeni uğruna mahkeme kapılarına düşmenize neden olabilir. Herkesin medya okuryazarlığını öğrenmesi ve paylaşım sorumluluğu taşıması gerekiyor.
"SOSYAL MEDYADA 'İFŞA' KÜLTÜRÜ HUKUKİ RİSK TAŞIYOR"
Av. Dural, "Sosyal medya bir güçtür ama yanlış kullanıldığında geri dönüşü olmayan hatalara yol açabilir" diyerek sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Sosyal medyanın gündelik hayatın merkezine yerleşmesiyle birlikte, kullanıcıların özel hayatı ifşa etmesi, özel yazışmaları paylaşması veya doğruluğu teyit edilmemiş bilgileri yayması ciddi hukuki sonuçlar doğurabiliyor. Türk Ceza Kanunu ve 5651 sayılı Kanun çerçevesinde bu tür eylemler hem cezai hem de hukuki sorumluluk doğurabilir.
"ÖZEL YAZIŞMALARI PAYLAŞMAK SUÇ OLABİLİR"
Bir kişiye ait özel yazışmaların, özellikle de WhatsApp veya benzeri mesajlaşma uygulamalarındaki konuşmaların izinsiz olarak paylaşılması, TCK m.132 (haberleşmenin gizliliğini ihlal) ve TCK m.134 (özel hayatın gizliliğini ihlal) kapsamında suç teşkil edebilir. Bu tür paylaşımlar, ayrıca Türk Borçlar Kanunu m.58 uyarınca manevi tazminat davasına da konu olabilir. Tarafı olunan bir yazışmanın mahkemeye delil olarak sunulması gibi hukuka uygunluk sebepleri ise farklı değerlendirilir.
"DOĞRULUĞU TEYİT EDİLMEMİŞ BİLGİLER PAYLAŞMAYIN"
Sosyal medyada etkileşim amacıyla doğrulanmamış bilgilerin paylaşılması, kişilik haklarının ihlali, hakaret (TCK m.125) veya iftira (TCK m.267) suçlarının oluşmasına yol açabilir. Bir anlık öfke veya heyecanla yapılan paylaşımlar, geri alınamaz sonuçlar doğurabilir. Bilgi paylaşmadan önce teyit zorunluluğu, hem hukuki hem de etik açıdan önemlidir.
"İFŞA SAYFALARI HUKUKİ SORUMLULUK DOĞURABİLİR"
Sosyal medya platformlarında yer alan "ifşa" hesapları, çoğu zaman özel hayatın gizliliğini ihlal, hakaret veya iftira suçları kapsamında değerlendirilebilecek içerikler barındırabilir. Yalnızca paylaşanlar değil, ağır itham içeren yorum yapanlar da hukuki sorumluluk altına girebilir. "Beğeni" tek başına cezai sorumluluk doğurmasa da içerikle birlikte değerlendirildiğinde tartışma konusu olabilir. Bir içeriği yeniden paylaşmak, retweet etmek ise son Yargıtay kararlarına göre yeniden paylaşılan içerikte hakaret ve benzeri bir suç mevcutsa bu suçun sizin tarafınızdan da işlendiği kabul edilmekte.
"ŞİKAYET SİTELERİ DE RİSK TAŞIR"
Denetimsiz şikayet platformlarında, herhangi bir belge sunulmadan yapılan paylaşımlar da hukuki risk taşır. Hakaret veya iftira içeren içerikler için 5651 sayılı Kanun kapsamında içerik veya erişim engelleme başvurusu yapılabilir. Bu tür sitelerde yer alan içerikler, arama motorlarında üst sıralara çıktığında itibar kaybına yol açabilir. Bu da tazminat davalarına sebep olabilir.
"HAK ARARKEN DOĞRU KANALLARI KULLANIN"
Bir mağduriyetin sosyal medyada teşhir edilmesi, çoğu zaman hukuki konumu zayıflatabilir ve yeni bir suç isnadına yol açabilir. Resmi şikayet mercileri (CİMER, savcılıklar, ilgili kamu kurumları) kullanılarak başvuru yapılması, hak aramanın en güvenli yoludur. Kamu yararı olmadığı halde yapılan teşhirler, hukuka aykırı kabul edilebilir.
Kısacası, sosyal medyada attığınız her adımın bir karşılığı var; paylaşmadan önce iki kez düşünmek, sizi hem pişmanlıktan hem de mahkeme kapılarından korur."
Öne Çıkan Galeriler

Öne Çıkan Videolar
-
02:18
-
00:16
-
00:47
-
00:24
-
02:38
En Çok Okunanlar
- Bursa'da ölüm virajında feci kaza! Sürücü...
- Bankalarda yeni dönem başlıyor! Şubeye...
- Ünlü avukat Rezan Epözdemir gözaltına...
- Bursa'da 7 mahalle birbirine bağlanıyor
- Narin Güran'ın katili kim? Baba Arif Güran...
- Eski bakan Halil Şıvgın yaşamını yitirdi
- Bursa'nın yanı başında peş peşe depremler!...
- "Kozalak patlaması" şehir efsanesi çıktı
- Bursa'da valizinin kaybolduğunu düşünen...
- Japonlar Sivas'a akın etti: Tonlarcasını...
- Eyyam-ı bahur geri döndü: Sıcaklık rekoru...
- Bursa'da korkunç olay! 13 yaşındaki çocuk...
- Uludağ'da ayı saldırısı! 'Rahatsız etmeyin'
- Kooperatifle dağ köyünü ihya ettiler
- İkinci elde en çok bu araçlar revaçta!