Okula uyum sürecinde en büyük kaygı: Ayrılık

Okula uyum sürecinde en büyük kaygı: Ayrılık

Okulların açılması, özellikle de ilkokula ilk kez adım atacak çocuklar için hayatın en heyecanlı ama aynı zamanda en stresli dönemlerinden biridir. Bu sadece yeni bir okul değil; yeni arkadaşlıklar, yeni kurallar ve yepyeni bir sosyal dünya anlamına geliyor.

2025.09.04 12:42 - Son Güncellenme: 2025.09.04 12:42 - Sağlık
A
Okula uyum sürecinde en büyük kaygı: Ayrılık

"Bu dönemde hem çocuklarda hem de ailelerde stresin ve kaygının yükselmesi son derece doğal. Burada unutulmaması gereken şey, bu duyguların bir sorun değil, gelişimin olağan bir parçası olduğudur" diyen Nev Sağlık Grubu Klinik Psikoloji Bölümü'nden Psk. Helin Ezgi Deniz, çocukların okula uyum sürecinde dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili açıklamalarda bulundu.

"Ebeveynin vedalaşma şekli çok önemli"

"Çocukların bu süreçte yaşadığı en yoğun duygu genellikle ayrılık kaygısıdır" diyen Deniz, "Örneğin, sabah evden çıkarken annesinin boynuna sarılıp bırakmak istemeyen bir çocuk düşünelim. Bu durumda ebeveynin 'Ağlama, bir şey olmayacak' demesi çocuğu rahatlatmaz; hatta kaygıyı pekiştirebilir. Bunun yerine, 'Senden ayrılmak zor geliyor, seni anlıyorum. Ama öğretmenin yanında olacak, ben de çıkışta seni alacağım' gibi hem duyguyu kabul eden hem güven veren cümleler çok daha etkilidir. İlk günlerde bazı çocuklar sabahları karın ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel şikâyetlerle uyanabilir. Bu genellikle kaygının bedene yansımasıdır. Ebeveynin 'Numara yapma' demesi, çocuğu yalnızlaştırır. Bunun yerine 'Bazen kaygı karnımıza vurabilir, bu çok normal. İstersen birlikte nefes egzersizi yapalım, biraz rahatlarız' demek hem çocuğun duygusunu normalleştirir hem de somut bir baş etme yöntemi sunar" ifadelerinde bulundu.

"Arkadaşlık kaygısı çocuğun aklını kurcalıyor"

"Sosyal ilişkiler de çocukların kafasını en çok meşgul eden konulardan biridir" diyen Deniz, 'Hiç arkadaşım olmayacak' diyen bir çocuğa, 'Olur mu öyle şey, herkes seninle arkadaş olmak isteyecek' demek gerçekçi olmaz. Onun yerine, 'İlk günlerde yalnız hissetmen normal. Senin gibi yeni başlayan çocuklar da olacak. İstersen birine adını söyleyerek başlayabilirsin' diyebilmek, çocuğun kaygısını kabul ettiği gibi ona küçük bir adım da önerir. Burada ebeveynlerin davranış biçimi çok belirleyicidir. Çocuğu sınıfa bırakırken vedayı uzatmak, sürekli geriye dönüp bakmak, kapıdan ayrılmamak kaygıyı artırır. Kısa, net ve güven veren bir veda, 'Ben sana güveniyorum, birazdan görüşeceğiz' mesajını verir. Bu da çocuğun ayrılığı tolere edebilmesini kolaylaştırır' dedi.

"Hazırlık sürecine çocuğu dahil edin"

Psk. Helin Ezgi Deniz, "Hazırlık sürecinde de çocuğu aktif kılmak çok değerlidir. Çantasını birlikte hazırlamak, defterine hangi kalemi koymak istediğini sormak, okul yolunu önceden beraber gitmek... Bunların hepsi çocuğa 'bu sürecin içinde benim de sözüm var' hissini kazandırır. Böylece kontrol duygusu artar, kaygı azalır" dedi.

"Güven ve sevgiyle başlayan yolculuk"

Deniz, "Sonuç olarak hem çocukların hem de ailelerin stres yaşaması çok doğal. Burada kilit nokta, duyguları yok saymak değil, onları görmek ve kabul etmek. Çocuğun duygularını küçümsemek ya da hızlıca 'cesur ol' diye zorlamak yerine, yanında olmak, güven vermek ve küçük adımlarla desteklemek en sağlıklı yol. Çünkü çocuk okulun ilk yılında nasıl bir deneyim yaşarsa, ilerleyen yıllarda da eğitime öyle bakar. Güven ve sevgiyle başlayan bir yolculuk, öğrenmeye karşı ömür boyu sürecek bir olumlu tutumun temelini atar" açıklamalarında bulundu.

Diğer Sağlık ve Beslenme Haberleri için tıklayın


2025.09.04 12:42
A