Evimizde soluduğumuz hava temiz mi?

Evimizde soluduğumuz hava temiz mi?

Fransız bilim insanlarının yaptığı son araştırma, daha önce görünmeyen on binlerce mikroplastik parçacığını her gün soluduğumuzu kanıtladı. Ancak asıl şok edici olan, bu kirliliğin kaynağının dışarısı değil, içerisi olması. Üstelik araştırmacılar, bu zehirli parçacıkların ana sorumlusu olarak her evde bulunan ve çok masum görünen tek bir eşyaya işaret ediyor.

2025.08.06 15:35 - Son Güncellenme: 2025.08.06 15:36 - Yaşam
A
Evimizde soluduğumuz hava temiz mi?

Daha önce tespit edilemeyen ultra ince mikroplastikleri ölçen yeni bir teknoloji, her gün on binlerce zararlı parçacığı soluduğumuzu ve en büyük tehlikenin sanayi değil, kendi evimizdeki eşyalar olduğunu ortaya koydu.

En güvenli sığınak olarak kabul edilen evlerimizin havasının, bugüne dek yapılan ölçümlerin gösterdiğinden 100 kat daha fazla mikroplastik kirliliği içerdiği, Fransız araştırmacıların yaptığı bir çalışmayla kanıtlandı. 

Geliştirilen yeni bir lazer teknolojisi sayesinde, daha önce görünmez olan bu parçacıkların tespiti, plastik kirliliğinin boyutları ve insan sağlığı üzerindeki potansiyel riskler hakkındaki anlayışımızı temelden değiştiriyor.

Akciğerin en derinine nüfuz ediyor

Toulouse Üniversitesi'nden araştırmacı Nadiia Yakovenko liderliğindeki ekip tarafından yapılan ölçümler, bir insanın günde ortalama 71.200 mikroplastik parçacığı soluduğunu ortaya koydu. Bu rakamın büyük bir kısmını, akciğerlerin en derinlerine nüfuz edebilen ve en tehlikeli olarak kabul edilen 1 ila 10 mikrometre boyutundaki 68.000 ultra ince parçacık oluşturuyor. 

Bu bulgular, önceki tahminlerin kirliliği 100 kat daha az gösterdiğini ve mevcut teknolojilerin en büyük riski gözden kaçırdığını kanıtladığı için bilim dünyasında bir "deprem" etkisi yarattı.

Toulouse ekibinin başarısının arkasında, Raman spektroskopisi ve gelişmiş mikroskopi tekniklerini birleştiren yeni bir analiz yöntemi yatıyor. Önceki çalışmalar en fazla 20 mikrometreye kadar olan parçacıkları tespit edebilirken, bu yeni teknoloji 1 mikrometre kadar küçük parçacıkları bile sayabiliyor. Bu teknik fark, 10 mikrometreden küçük parçacıkların akciğer alveollerine ulaşıp kan dolaşımına karışma potansiyeli taşıması nedeniyle hayati bir önem taşıyor.

Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri de, bu yoğun kirliliğin kaynağının sanayi bölgeleri değil, doğrudan kendi yaşam alanlarımız olması. Günlük hayatta kullandığımız eşyaların zamanla aşınması, evlerimizi adeta birer mikroplastik fabrikasına dönüştürüyor:

Mikroskobik sentetik lifler yayılıyor

Halılar ve döşemelik kumaşlar, her adımda ve sürtünmede mikroskobik sentetik lifler yayıyor.

Arabaların içindeki gösterge paneli ve koltuklar, ısı ve UV ışınlarının etkisiyle yavaşça parçalanarak havaya karışıyor.

Her günlük eylemimiz, farkında olmadan soluduğumuz görünmez bir parçacık bulutu yaratıyor.

Solunan bu mikroplastikler, bisfenol A (BPA) ve ftalatlar gibi toksik kimyasal katkı maddelerini de beraberinde taşıyor. Bu maddelerin kan dolaşımına girmesi, iltihaplanma, hormonal bozukluklar, kardiyovasküler sorunlar ve hatta kanser gibi ciddi sağlık risklerini gündeme getiriyor. 

Plastik içeren su şişeleri ve gıdalarla alınan parçacıklar da eklendiğinde, maruz kaldığımız toplam kirlilik endişe verici boyutlara ulaşıyor.

Bu keşif, iç mekan hava kalitesi standartlarının bu görünmez tehlikeyi içerecek şekilde acilen güncellenmesi gerektiğini gösteriyor. Yakovenko'nun ekibi, analizlerini farklı iç mekan ortamlarına genişleterek bu kirliliğin haritasını çıkarmayı ve gelecekte ev malzemeleri ile hava filtreleme sistemleri için yeni öneriler geliştirmeyi hedefliyor. Araştırma, artık sorunun "mikroplastik soluyup solumadığımız" olmadığını, "bu kaçınılmaz maruziyeti nasıl en aza indireceğimiz" olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Diğer Yaşam Haberleri için tıklayın


2025.08.06 15:35
A