Deniz Uğur: Sektör şişirilmiş balon dolu

Deniz Uğur: Sektör şişirilmiş balon dolu

Oyuncu Deniz Uğur, oyunculuk sektöründe yaşanan gelişmelere yönelik umutsuzluğunu dile getirerek, sosyal medyada popüler olmanın şöhret için yeterli hale geldiğini ve yeteneği olmayan kişilerin oyunculuğa yönelmemesi gerektiğini söyledi.

2025.08.04 11:11 - Son Güncellenme: 2025.08.04 11:12 - Magazin
A
 Deniz Uğur: Sektör şişirilmiş balon dolu

Oyuncu Deniz Uğur, Bahar Şahin'in "Zalim İstanbul" dizisindeki annesi rolündeydi ve Bahar'ın sette yaşadığı mobbing iddialarıyla ilgili Posta Gazetesinden Alev Gürsoy Cimin'e konuşan Uğur, "Bahar'ın kıskanıldığını düşünüyorum. Çok başarılıydı ve sonuçta çocuk, her zaman haklıdır. Küçücük bir ergen çocuktan bahsediyoruz bazı şeyler tolere edilebilirdi." ifadelerini kullandı.

"ASIL YORUCU OLAN YETENEĞİ OLMADAN POPÜLERLİK KAZANMIŞ KİŞİLER"

Sanatçı verdiği röportajda, oyunculukta zorlukların yetenekten ziyade sektörde öne çıkan isimlerle ilgili olduğunu belirtti. "Oyunculuk, yetenekli biri için zor değil. Ancak yeteneği olmadan popülerlik kazanmış kişilerin kendini daha iyi oyuncu sanması asıl yorucu olan," ifadelerini kullandı. Kadın olmanın zorluklarına değinirken ise öncelikle kadınlara yönelik eleştirilerde bulundu.

"SETLERDE MOBBİNG KESİNLİKLE VARDIR"

Setlerde hâlâ mobbing yaygın mı sorusuna oyuncu, uzun süredir ana akım projelerde yer almadığını belirterek, "Ben epeydir ana akımda dizi çekmiyorum, setlerdeki son durumları bilemem. Ayrıca yaş ve konum itibarıyla zaten kimse bana mobbing yapmaya kalkışamaz. Ama hem genç oyuncuların hem de teknik ekiplerin karşılaştığı mobbinge defalarca şahit oldum. Evet. Setlerde mobbing kesinlikle vardır, doğrudur ve maalesef gerçektir."

"YETERİNCE ŞİŞME BALON VAR SEKTÖRDE"

Uğur, sektörün yeterince popülerlik üzerinden şekillenen örnekler barındırdığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Korkuyorsan sakın girme" derim. İnsan gerçek yaşam amacını keşfettiyse "şu mesleğe mi gireyim yoksa şu işi mi yapayım" diye tereddüt etmez. O iş için doğduysa tutku hisseder zaten, yapmadan duramaz. Ama yeteneği olmadığı halde oyunculuğa özenenler lütfen uzak dursun. Yeterince şişme balon var sektörde."

"YAŞAM AMACIMI KAVRAMAYI BAŞARDIĞIM BİR DÖNEMDEYİM"

Hayatın kendisi için daha da anlam kazandığını ifade eden Uğur, "Kim olduğumu ve yaşam amacımı daha iyi kavramayı başardığım bir dönemdeyim. Bu herhalde olgunluğa adım atmak anlamına geliyor. Kendini bulmak da diyebiliriz. Gerçekçi hayaller kurmak, niyetleri aksiyona dönüştürmek, hedef belirleyip projelendirmek ve gerçekleştirmekle ilgili bir "bilinç kazanma" hali. Belki de bir uyanış. Şimdi hayat çok daha anlamlı" dedi.

"HER ROLDE KENDİMDEN BİR PARÇA VAR"

Oyuncu, "Hangi rolünüzde gerçek Deniz'i buldunuz?" sorusuna ise şöyle cevap verdi, "Canlandırdığım her karakterde mutlaka kendimden bir parça vardır. Erdemli yönlerim veya gölge yönlerim... Sonuçta bir rolü herkes farklı şekilde canlandırır. O yaratım sürecinde kendi benliğimiz ve kendi malzememizden faydalanıyoruz çünkü. Dolayısıyla her oyuncunun performansı biriciktir."

"DOĞRU DURUŞ BEDEL ÖDEMEDEN OLMUYOR"

Oyuncu, ekranlardan uzak kalmasının hem kişisel tercih hem de sektörel dinamiklerle ilgili olduğunu belirtti. Uğur, "Artık ne isteyip ne istemediğimi daha iyi biliyorum. Açık açık eleştirdiğim türden senaryolar geldiğinde kabul edip oynarsam kendimle çelişirim. Bir de insan olgunluğa erdiğinde daha cesur oluyor. "Dizi seyircisine olumlu katkı sağlayacak, daha derin düşünmeye sevk edecek, ters köşe, zekice, ustaca bir senaryo yazın da oynayayım" diyebiliyorsun. Bunun dışında, dışlanma da söz konusu tabii ama bu zaten benim aktivizme soyunmadan önce göze aldığım bir şeydi. Küresel sömürü sistemini ve zalimleri eleştirirsen seni suyun başını tuttukları bir sektörde öne çıkarmazlar tabii. Doğru duruş, bedel ödemeden olmuyor." dedi.

"ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN ÖNCE KENDİMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ"

Uğur, "Mesela kadına şiddet söz konusu olduğunda, sanki tılsımlı bir etkisi olacakmış gibi, kağıt üzerinde yazılı bazı kanunların peşinden koşuyorlar ama o şiddetin asıl gerçekleşmeden engellenmesi gerektiğini atlıyorlar. Tabii ki şiddete karşı en ağır cezalar verilsin, hele çocuğa karşı işlenen suçlar için bence idam gelsin. Ama şiddeti kökten çözmenin yolunun önce kendimizi değiştirmekten geçtiğini artık kabul edelim. Bakın, dizilerden bahsettik. Diziler toplumu yansıtmıyor mu? Görüyoruz, kadınlar kendilerine zenginlik sunacak parlak görünümlü erkekler için birbirinin gözünü oyuyor. Sen hemcinsini hırsınla yok etmek isterken kadın haklarını nasıl savunacaksın? Erkeğe sınır çizmek yerine egosunu daha fazla nasıl şişirebilirsin acaba? Onun cevabı yok işte" dedi.

Diğer Magazin Haberleri için tıklayın


2025.08.04 11:11
A