Dağlardaki gizli buzdolabı!

Dağlardaki gizli buzdolabı!

Sıcak yaz aylarını Antalya'nın Akseki ilçesi sınırlarındaki 1900 metre yüksekliğe sahip Çimi Yaylası'nda geçirenler, derinliği 40 metreyi bulan obrukları buzdolabı gibi kullanıyor.

2025.07.07 09:51 - Son Güncellenme: 2025.07.07 09:54 - Güncel
A
Dağlardaki gizli buzdolabı!

Havaların ısınmasıyla Çimi Yaylası'na çıkan yöre halkı, kış ayları gelinceye kadar yaşamlarını bölgede kurdukları barakalarda sürdürüyor.

Çimi Yaylası Kuyu mevkiindeki obrukların en büyüğünün derinliği 40 metreyi buluyor. Kış aylarında yağan kar, yazın kavurucu sıcaklarında bile obruklardan kalkmıyor. Yaylada hayvanlarını otlatan çobanlar da yaylaya gelen vatandaşlara et ve süt ürünleri satıyor. Bu ürünleri alanlar, obrukları soğuk hava deposu gibi kullanıyor. Yaylacılar elektriğin olmadığı bu noktada gıdalarını sıcaklığın sıfır ile 5 derece arasında değiştiği derin obruklarda saklıyor. Bölgede yaşamını sürdürenler peynir, yoğurt ve tereyağı gibi gıdaları doğal serinliğin olduğu obruklarda aylarca bozulmadan muhafaza ediyor

"Çocukluğumdan beri yaylaya çıkıyorum"

Çocukluğundan beri her yıl yaz aylarında Manavgat ilçesinden gelip Akseki'nin 190 metre rakımlı Çimi Yaylası'na çıkan 72 yaşındaki Hasan Arıcı, yaylaya gelen vatandaşların obruğu yaz aylarında "soğuk hava deposu" gibi kullandığını, hayvanlardan elde edilen peynir, yağ, çökelek ve yoğurt gibi ürünlerini burada saklandığını anlattı.

"80 hanede yaşayan insanlar kullanıyor"

Kış aylarının şartlarına göre çoğu zaman obrukta eski ile yeni karın birbirine karıştığını ve hiçbir zaman bitmediğini dile getiren Arıcı, "Burada sıcaklık sıfırın altında. Toros Dağlarında Çimi Yaylası'nda yazın 80 hanede yaşayan insanlarımız peynir, yoğurt, çökelek gibi süt ürünlerini obrukta saklar. Yani burası bir soğuk hava deposu gibidir" dedi.

Dağın zirvesinden itibaren 80 metre

Obruğun bulunduğu yerin dağın zirvesinden itibaren yaklaşık 80-85 metre derinlikte olduğunu anlatan Arıcı, "Buranın derinliği tepeden itibaren 80-85 metre var. Obruğa bir metre genişliğinde daracık kayaların arasından inmeye başlıyorsun. Obruğa inen yerden itibaren yaklaşık 40 metre derinlik mevcuttur. Çoğu zaman kar eski kar ile yeni kar karışır. Bazı zamanlarda kar az yağarsa dibine ulaşır. Burası doğal buzdolabıdır. Yaylada yaşayan herkes buradan kar taşıyarak soğuk suyunu elde eder" diye konuştu.

"Kimse, kimsenin ürününü almaz"

Yaylada hayvancılıkla uğraşanlar peynirleri Mayıs ayından itibaren obruğa koymaya başladıklarını söyleyen Arıcı, "Mayıs ayından itibaren obruklara peynir ve yağlarımızı koymaya başlarız. Ekim, kasım ayına kadar burada durur. Yayladan dönerken herkes kendi peynirini yağını alır götürür. Kimse kimsenin peynirini, yağını almaz. Herkesin kendi malzemesi işaretlidir. Herkesin malı bellidir. Burada saklanan peynirin lezzeti tarif edilmez. Buradaki gelenek atalarımızdan kalan bir gelenektir. Asırlardır bu geleneğimiz devam ediyor" şeklinde konuştu.
Akseki ilçesi Çimi Yaylası'na çıkan ve hayvancılıkla uğraşan Yörüklerden Bilal Arıcı, atalarından kalan geleneği sürdürerek ürettikleri peynirleri yaz aylarında sıcaklığı eksi 0-5 derece olan kar obruğunda sakladıklarını, mağarada saklanan peynirlerin daha lezzetli olduğunu ve bozulmadığını söyledi.

"Organik soğuk hava deposu"

Obruğun organik soğuk hava deposu olduğunu anlatan Arıcı "Bu kar obruğu kış ayında yağan karlar ile dolar. Yaz ayında yaylaya çıktığımızda yaylada elektrik olmadığı için bozulacak tüm gıdalarımızı burada saklarız. Bu deliklerin içerisinde bol miktarda peynir, yağ ve yoğurt saklanmaktadır. Sahibi ihtiyacı olunca buradan çıkarıp evine götürür" dedi.
Arıcı, " Yaz ayında Antalya'da hava sıcaklığı 35- 40 derece iken burası bizim bulunduğumuz yerde sıfırın altına kadar inmektedir. Bu soğuklukta doğal peynir, yoğurt ve yağlarımızı saklamaktayız. Buzdolabı gibi kullanmaktayız" şeklinde konuştu.

"En iyi peynir tuluma basılan peynir"

En iyi peynirin tuluma basılan peynir olduğunu dikkat çeken Arıcı, "Tulum peyniri deriye basılır. Yaklaşık 3 ay kar obruğunda bekletilir. Daha sonra pazarlara götürerek pazarlarız. Eskiden atalarımız peynirleri bu şekilde deri tulumlara basarlardı. Şimdi ise bidonlara basıyoruz. Aslında tulum peynirinin lezzeti ve kalitesi çok daha farklıdır" diye konuştu.
Manavgat ilçesinden nisan mayıs aylarında hava şartlarına göre yaylaya çıktıklarını anlatan Arıcı, "Yaylada keçilerimiz, koyunlarımız doğal ortamda beslenmektedirler. Keçilerden elde ettiğimiz sütten yayıklarda yağ çıkartırız. Ayrıca yine elde ettiğimiz sütten yaptığımız peynirleri ve yağları derinliği 35-40 metreyi bulan buz gibi kar obruğuna getiriyoruz. Burada üç dört ay gibi bir süre durduktan sonra yayla göçüne doğru peynirleri çıkararak pazara götürüyoruz" dedi.

Kaynak: IHA

Diğer Güncel Haberler için tıklayın


2025.07.07 09:51
A