Özbekistan'ın kalbindeki masalsı şehir: Hive
Orta Asya'nın kalbi Özbekistan'da toprak rengi ve kızılın hakim olduğu eski şehir Hive, ziyaretçilerini bir masal dünyasında gezintiye çıkarıyor.
AHŞAP SÜTUNLARDAKİ İŞLEMECİLİK GÖZ KAMAŞTIRIYOR
Hive'nin en önemli sembollerinden Cuma Camisi içinde yer alan 212 ahşap sütunun üzerindeki işçilik göz kamaştırıyor. Cami içerisindeki hiçbir sütun bir diğerine benzemezken, sütunlar üzerindeki ahşap işlemeciliği de ustaların maharetini yansıtıyor. Öte yandan sütunlar o kadar muntazam yerleştirilmiş ki minberden bakıldığında hiçbir sütun bir diğerini kapatmıyor ve cemaatin her bir ferdi imamı görebiliyor.
Ortasında küçük bir havuzun bulunduğu camide, havalandırma ve aydınlatma amacıyla tavanda açık bir yer bırakılmış. Caminin içinde ayrıca küçük kubbeli bir şadırvan da bulunuyor. Yaklaşık 2 bin kişinin aynı anda namaz kılabildiği bu büyük cami, günümüzde müze olarak kullanılıyor.
ÖZBEK HALKI İÇİN EKMEK ÖZEL ÖNEME SAHİP
Hive'nin de içinde bulunduğu Harezm bölgesinde konuşulan lehçe Türkiye Türkçesine oldukça yakın. Özbekistan'ın başka bölgelerinden gelen birinin anlamadığı kelimeleri Türk ziyaretçilerin kolaylıkla anladığını görenler şaşkınlığını gizleyemiyor.
Şehri ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, sıcakkanlı ve misafirperver Hive halkının kale içinde işlettiği restoranlarda bu yöreye özgü lezzetlerin de tadına bakma fırsatı yakalıyor. Yemeklerin yanı sıra kök çay (yeşil çay) ya da kara çay (siyah çay) gibi farklı çay çeşitleri de küçük porselen çaydanlıklarda servis ediliyor.
Hive'yi ziyaret edenlerin mutlaka tatması gereken lezzetler arasında bu yöreye özgü ekmek başı çekiyor. Hive halkı, "nan" diye adlandırılan ekmeği halen eski usul taştan yapılan tandırlarda pişiriyor ve ekmeğin hamurunu farklı motiflerle süslüyor. Kabaklı, etli ve patatesli gibi farklı çeşitlerde de yapılan ekmeğin, 30 gün boyunca bayatlamadığı söyleniyor.
Son Güncellenme: 2022.07.06 11:00
Kategori: Yaşam
Öne Çıkan Galeriler
