Heidi'nin dağları arasında...
Zürich'teyiz. Uçaktan indik, pasaport kontrolü, bagaj alımı derken arada bir de havalimanı trenine biniyoruz. Öyle şehir içi metrosu gibi değil, sade tasarımlı, şık, uzay mekiği gibi bir tren.. Üç dakikada bir geldiğinde milimetrik ayar ile olması gereken yerde durup olması gereken anda kapısını açıveriyor. Bu bir hoşgeldin mesajı. Küçük ama büyük bir mesaj.. Dakiklik, organizelik, mükemmellik.. Daha çok mesajı var İsviçre'nin.. Hadi hep birlikte Zürich' ten Lugano' ya bu küçük ve güzel ülkede kısa bir yolculuk yapalım, güzel köy ve kasabaları gezerken İsviçre'nin mesajlarının izini sürelim..
Bir saatimizi yeşillikler, çayırlar ve uzaklardan bize göz kırpan Alp Dağları zirveleri arasında geçirdikten sonra şimdi muhteşem güzellikte bir şehre geldik. Burası Luzern. İsviçre'yi kuran en eski üç kantona (Urkantone) katılmış en eski kantonun başkenti.. Peki kanton nedir derseniz.. Meydanda toplanıp ne işin nasıl yapılacağına karar veren vatandaşların oluşturduğu bir birlik derim. Eski Yunan'dan İsviçre'ye ve bugüne direkt demokrasi yönteminin canlı tutulduğu idari birimler yani.. Artık çoğu yerde meydanda toplanılmıyor ama halk yönetime doğrudan katılabiliyor, imza toplayabiliyor, günlük konularda referandumlar yapılıyor.
Eklenme: 2020.04.20 13:37Son Güncellenme: 2020.04.20 13:49
Kategori: Yaşam
Öne Çıkan Galeriler
