Evli çiftler bu diziyi gizli izliyor
Amerikan dizileri deyince gerçek hayatın çok uzağında hatta biraz klişe, bazen de rol icabı sonu başından belli yapımlarla baş başa kalabiliyoruz.
TEK BİR DOĞRU YOK, BELKİ "DOĞRU" DA YOK
Hikayenin karakterlerin gözünden anlatılmasının bir diğer ilginç yönü de, olayların kişilerin zihnindeki yorum farklılıklarına tanık olmak. Bu noktada kullanılan psikanalitik yaklaşımın dizinin en büyük cephanesi olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin bir kadının elbisesini erkeğin bölümünde daha açık ve çarpıcı, kadının anlatımında ise daha sıradan ve kapalı olarak görebiliyoruz. Hatta sadece kıyafetler değil, birlikte yaşanan olaylar da birbirinden tümüyle farklı seyredebiliyor. Özellikle duyguların yükseldiği anlarda iki anlatıcının öyküsünün benzerliği azalıyor. Duygular söz konusu olmadığında ise daha benzer bir akış hakim. En önemlisi de senaristlerin bu farklılıkları doğru - yanlış, iyi - kötü olarak ayırmaması. Tüm kararı izleyene bırakıyor ve duyguların algıyı yenmesine imkan vererek izleyicinin yargılarını en dip seviyeye çekmeyi başarıyorlar.
Hiçbiri kahraman değil. Ruhlarında pürüz, kararlarında hata, geçmişlerinde leke, kalplerinde yara... Karakterlerin kusurunu örtmeye çabalamayan ama göze de sokmadan sahip olduğu dozda şırınga etmekten çekinmeyen ve en büyük iddiası "bu" olan senaryo. Bu yüzden de hiç kimse tamamen haklı - haksız, masum - suçlu, doğru - yanlış, korkunç veya mükemmel değil. Aynı hayattaki gibi..
Son Güncellenme: 2019.03.18 13:41
Kategori: Yaşam
Öne Çıkan Galeriler
