Bursa'da Fidan Han'daki atölyesinde sanatını geleceğe taşıyor!

BURSA'da küçük yaşta üflediği neyini süslemek için girdiği atölyede sedefle tanışan Mümin Orhan (38), artık, sedefkarlık sanatını yaşatan sayılı ustalardan biri. Osmanlı'dan bugüne miras kalan zanaatı, sabır ve maneviyatla harmanlayıp geleceğe taşıyan Orhan, yeni yetişen çıraklarla, sedefkarlığın geleceği konusunda da umutlu olduğunu belirtiyor.

'ALLAH'IN YARATTIĞI MUCİZE, İNSAN ELİYLE SANATA DÖNÜŞÜYOR'

Sedef sanatı, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde de yer aldı. Evliya Çelebi, sadece İstanbul'da 100 dükkan ve 500 sedefkarın bulunduğu aktarırken, Osmanlı'da yapılan her tasarımın mutlaka Kur'an-ı Kerim'deki ayet ve sure sayılarıyla ilişkilendirildiği anlatan Mümin Orhan, bu yönüyle sedefkarlığın sadece süsleme değil, aynı zamanda maneviyatla da birleşen bir sanat olduğunu dile getiriyor.

Sedefkarlığın sabır isteyen bir sanat olduğunu belirten Orhan, deniz canlılarından elde edilen sedefin, insan eliyle işlenip sanata dönüştüğünü söyleyerek, "2005 yılında aslında neyimi süslemek için merhum ustam Zafer Karazeybek ile tanıştım ve böylece sedefkarlığa başladım. Sedef dediğimiz şey istiridye kabuğunun şekil bulmuş hali aslında. Allah'ın yarattığı bir doğa mucizesi, insan eliyle işlenerek sanata dönüşüyor. Osmanlı sedefkarlığı şu şekilde belirtiyor; 'Bu iş, caminin minaresinden hanımefendinin takunyasına kadar uzanan bir zanaat'. Sert bir yüzeyi şekillendirip, adeta ayna gibi parlatıyoruz ve farklı motiflerle ruh katıyoruz. Bu yönüyle sedefkarlık, günümüzde de hem Türk süsleme sanatlarının hem de dünyadaki geleneksel el sanatlarının zirve mesleklerinden biri" ifadelerini kullandı.

Eklenme: 2025.08.26 10:34
Son Güncellenme: 2025.08.26 10:42
Kategori: Haber

Öne Çıkan Galeriler

Mahalleli bozuk yollara tozdan korunmak için...
Mahalleli bozuk yollara tozdan korunmak için...